Anlatır şaşkın bakışların,
Ve inanmış başörtün.
Anlatır saf Anadolu kızlığını.
Ve koşan çocuksu gözlerinde,
Dolu dolu masumane bulutlar,
Anlatır öz yurdundaki,
Elem dolu yalnızlığını.
Anlamazlar seni kızım,
Dilini, dinini anlamayanlar.
Anlamazlar seni kızım,
Tarihini, kültürünü unutanlar.
Çıkar örtünü başından,
Solmasın yazı, kışı tanımadan,
Çiçek açmadan,
Meyve olmadan,
Solmasın üniversite kapısında,
Anadolu toprağında yetişen bu nadide fidan.
Yokmuş kızım, başka çaresi.
Çıkar örtünü başından,
Böyle kurtulursun,
Ancak gözünün yaşından,
Bağışlasın beni uzak yakın tarihim,
Kızım vazgeçse de namus, şeref bildiği onurundan,
Utanç yok sana Kılıç Aslan’ım,
Haçlı Seferlerine bu çağda,
Böyle karşı koyabiliyor ancak torunların.
Bağışlayın beni Kara Fatma’m, Nene Hatunum,
Yunan’ın, Ermeni’nin başınızdan alamadığı örtünüzü
Çıkarsa da zorda kalan kızlarınız.
Kirlenmez namuslarınız.
Bağışlayın ya İstiklâl ya ölüm, deyip ayağa kalkan,
Şanlı Urfa’m, Gazi Antep’im, Kahraman Maraş’ım;
Ve Çanakkale’de Sakarya’da, inancı için şehit olan,
Dedem, babam, gardaşım.
Bağışlayın, kirlenmez namuslarınız,
Çıkarsa da örtüsünü zorda kalan kızlarınız.
Bağışla tarihimdeki en şanlı Türk,
Devletimin kurucusu büyük Atatürk,
Anlayamadık hala anlamını ve kıymetini,
Hani Cumhuriyetimin kemiklerindeki ilik,
O kaynaştırıcı, birleştirici direk laiklik.
Kimileri kullanıyor kör bıçak gibi,
Bölmeye bizi orta yerimizden,
Ülkede ne birlik bıraktılar,
Ne dirlik...
Çiğneye çiğneye çürüttüler,
Ağızlarda sakız oldu şimdi laiklik,
Desen de Atam:”Türk, övün, çalış, güven “
Biri utanır oldu kendi kültüründen
Biri aymaz oldu tembellikten,
Diğerinde kalmadı ne kendine,
Ne milletine güven,
Korktuğu gibi kendi gölgesinden;
Korkuyor kızlarımın başörtüsünden.
Çıkar örtünü kızım başından,
Bir kere yaygaracı başı,
Suyu tutmuş ta başından!
Ne duyar senin ahını,
Ne anlar benim vahımı,
Ne sorgular milleti isyana sürüklemenin günahını! ..
Bulandırır da bulandırır...
Ortada görünmez olur,
Hak, hukuk,adalet...
Öz kızını, elkızı diye,
Değil hâkimi, savcıyı, babanı bile kandırır.
Çıkarsan da sen örtünü başından
Çıkarmaz o, dogma örtüsünü,
Görmese de önünü,
Aklını çok, fikrini ileri sanır.
İnkâr eder sosyolojiyi,
Aklı olan kullanmaz mı teknolojiyi?
İşte televizyon, işte bilgisayar,
Yıkım getirir, bilmez mi zorlamalar.
Demokrasi geleceği akıl ile dengelemektir,
Doğacak isyanın tohumlarını,
Bilgi eleğiyle sabır gösterip elemektir.
Boşuna kızım, ağlaman yalvarman,
Anlamaz, seni zalim olan...
Var elbet inandığın gibi yaşama hakkın,
Lakin vermez hakkını,
Demokraside cüce olan;
Hak edene verir ancak,
Cezasını da, hakkını da,
Nasıl olsa Hak olan Allah’ım.
Çıkar kızım örtünü başından,
Günahsa varsın olsun, benim günahım;
Seni de ben de bağışlar nasılsa,
Hak olan Yüce Allah’ım.
Kayıt Tarihi : 11.3.2011 23:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BAŞÖRTÜSÜ Bu şiir başörtülü kız öğrenciler birer ikişer veya gurup gurup okuma hakkından mahrum bırakılırken yazılmıştı. İki tane başörtüsü konusunda şiir yazdım, diğeri 'Beş Parmak'adını taşıyor. Fakat kışkırtıcı bir yönü olabileceği endişesi ile yayınlamayı düşünmedim. Çünkü Yüce Atatürk'ün pek çok özlü sözünde rastladığım bir temel fikir var: Millî benliğini ve birliğini kaybeden uluslar kolayca güçlü ulusların etkisi altına girerler. Asla büyük ve saygın devlet olamazlar, görüşü,anlayışıdır. Hayatım boyunca arabozucu konumunda bulunmadım. Sanki bu konuda taraf olursam ve bunu basın yoluyla az veya çok kişi ile paylaşırsam bazı kardeşlerimin fazla düşünmeden takındıkları tavrı sergilemiş olurum gibi geldi bana... Ama maalesef ben de bu konuda taraftım. Hem de keskin bir taraf... Tarihimden, kültürümden, demokrasiden, insan haklarından taraftım... Bazı siyasilerin bu meseleye katkı sağlaması ve bazı bürokratların saf dışı edilmesi ile sanki olay daha doğal seyrine girmiş gibi görünüyor.Dilerim öyle olur.Ben de tarihe bir not düşmek için bu şiiri artık az sayıdaki okuyucumla paylaşabilirim,diye düşündüm. Saygıyla...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!