Başörtümde ki Çiçeklerimi İstiyorum...

Başörtümü arıyorum
Çekmecelerden iniltisi geliyor çiçeklerimin
Dokunuyorum hissiz.
Hayır, aynı ben değilim demiştim sana...
Duymuyorum gökyüzünün coşan meleklerinden bir nida.
Tutmuyor ellerimden yağmurun kanatları.
Bacaklarımı gök basamaklarından sarkıtamıyorum...
Dolanıyor heyecanı arsız aşklarımın...

Aç deme gözlerini,
Billurları dökülsün istemiyorum güzelliğinde ki saflığının...
Onları gözlerimde saklı tutuyorum...
Sarıklı bir ihtiyarın dudakları arasında nefesim,
Üflediğim saçlarından dökülen bembeyaz gelincikleri,
Avuçlarım arasından bu sefer cennetime üflüyorum...

Yumulmak,
Yumulmak ve kaybolmak...
Seccademin içinde ki simsiyah aydınlığa dokunmak istiyorum.
Soytarı sevdalar koynunda hainliği yaşatırken,
Sus dediğin yere kadar haykırıyorum.
Gözlerimde yaşattığım dünyamın kuşları haykırıyor sana.
Susma!

Pırıltılı gecelerinde İstanbul' un,
Başörtümde ki çiçeklerimi istiyorum...
Bir yıldızın peşinden sürüklüyor hayallerim kirpiklerimi,
Lav bakışlı ceylanlara su veriyorum gözlerimin pınarlarından.
Aşk havzında dokunduğum binbir renkli gökkuşaklarını takip ediyorum,
Firkatimin buselerini yağmurlarına kondururak...

Gözyaşlarımı ceylanlar ağlayarak yudumlarken,
Senden bana kalan mazimi akıtıyorum masmavi hayalinin umutlarından.
Kirpiklerime küsüyorum.
Damlalarımda ki sen’ i özgür bıraktıkları için...

Şimdi tutsun seni yıldızlar,
Tutsun kalabalıklar...
Tutsun hayatın bozuk sokak lambaları.
Tutsun kilitli aşk kapılarında yolunu bekleyen dilenciler...
Kör beklentiler!
Ne saftır geceyi ayaklarında sallayan çocuklar.
Nasılsa uyku gemisine yüreksiz binecekler.
Tutsun seni, çocuk hislerinle dönüp dolaşacağın süt kokulular.

Deniz kenarına gel...
Tutsun seni çakıl taşları.
Derinliğini sulara ver.
Öğrensin dertleri içine atmayı...