boğuluyorum, girdaplarında sürükleniyorum, parçalara ayrılıyorum
bir yılan var bu etten kafesin içinde zihin denen şeyin koridorlarında dolaşıyor her bir sinir hücrem felç geçiriyor kaskatı kesilen bedenim bir ceset için fazla sıcak ama canlı olamayacak kadar da hareketsiz kılındı
varlığının ihtişamına kandım beni kendine muhtaç kıldın
öyle ki varlığınla bana hem saadeti hem de cehennemi yaşatıyorsun
yüreğime sayısız küçük iğne batıyor sen her yadıma düştüğünde
cennetten birkaç esinti esiyor yüzüme sen her yadıma düştüğünde
bu kararsızlığın zehirliyor beni
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.