Başlığı olmayan yazılarımdan biri…
Konuştukça korktuğum günlerden biri;
Daha hiç yanmaya,
O ateşle kavrulmaya bırakılmamış,
Kiremit rengi eski bir şömine;
Kristal her an dolmaya hazır bir kadeh;
Artık gerçekten yıllanacak, kan gibi,
İçilmeye hazır bir şişe Kavaklıdere şarabı;
İnsanın otururken uykusunu getirir cinsten, yumuşak,
Belli ki, Kafkasların bol kürklü büyükbaşlarından üretilmiş,
Derisi ile cazibesini artıran,
Koyu kahverengi, aynı zamanda ahşap bacaklarıyla;
Daha da göze hitabeden iki kişilik bir koltuk;
Yanına diklenmiş akustiği bol,
Telleri çalınmaktan reçineleşmiş,
İspanyol Sanchez ustanın, el emeği göz nuru gitarlarından biri.
Hayır! Hayır! Hayal gücümü daha da genişletiyorum.
Konuştukça konuştuğum günlerden bir;
Odayı gerçekten ısıtmaya yeten,
Nostaljik görünümlü,
İçinde yanan odunlarla mutlu,
Yana yana, yanacak dermanı kalmamış,
Sevimli bir şömine;
İçinde birer yudum şarap kalmış,
Birinin dudak payında,
Şarabın keskin kırmızısına yakın bir ruj izi olan iki kadeh;
İhtişamlı, aynı zamanda aşırı klişe,
Solgun suni derisiyle geniş,
Ama iki kişiye yetmeyecek kadar,
Kötü bir dizayna sahip bir koltuk;
Koltuğun hemen sağ çaprazında,
Yere özensizce bırakılmış,
Fen – Edebiyat Fakültesi kitapları;
Ve kapının açılmasıyla,
Sıcak odaya daha yeni adım atmakta olan,
Vücuduna sarılı, bariz bir erkek havlusu ile,
Islak siyah saçları,
Damlacıklarla süslü omuzları,
Sıcak duşun etkisiyle,
Ojelerden arınmaya başlamış uzun tırnakları ile,
Bir kadın;
Sanki yüzünde isteksiz bir tebessüm ifadesi,
Ya da olmuş olanlardan,
Fevkalade memnun olduğunun göstergesi…
Bir kadın,
Çok yakın,
Ama göründüğü kadar uzak bir kadın.
Gördükleri kadar yakın,
Gördüklerinden gerçekten istekli bir kadın.
Ve o gözler,
Her şeyi tam istediğim gibi anlatan,
Puslu, aynı zaman da gerektiği kadar parlak,
Gerektiği kadar güzel bir çift siyah göz;
Dolgun,
Ama öpülmekten şişkinleştiği için öyle gözüken,
Çatlamaya durmuş,
Pembeliğine pembe,
Hareket etmesi beklenilen bir de dudak…
İşte;
O dudağın ilk hareketinden ortaya çıkan ses:
‘Sedat! Baban geldi, kalk çabuk yataktan buraya gel’
Tabi ki bunların hepsinin olması için;
Önce şömineli bir eve taşınmam gerekiyor…
Kayıt Tarihi : 24.3.2010 18:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!