Başlarken Ve Biterken ( 2 )
Doğrular ve Yanlışlar
Yer yarılmış, harç karılmış, dost darılmış
Masa dağılmış bardak kırılmış
Kırılanlar yerine konmuş
Kalbi kırılanın kalbi düzeltilmiş
Sonrasında seven sevdiğine sarılmış
Sular durulmuş, öfke kurumuş
Coştukça Coşulmuş
Beride bir yerde
Fakir şaşırmış fakir koşmuş
Ekmek varmış Ekmek yokmuş,
Tuz değil insanlık kokmuş
Dert çokmuş Alevi söndürecek
Su yokmuş
Namert vurmuş Mert düşmüş
Kalk diyen kaldıran yokmuş
Dertler dal budak salmış
Sarmaşık yanmış sarmaşık dağılmış
Bir ihtiyar yere yığılmış
Elinden tutup Kaldıran ne kadar kalmış
İnsan İnsanım diyen
İnsanlık yapmış arkadaşına dostuna
inek Sanılmış
İnek gibi sağılmış
Ne desem ne söylesem her şey
Bazı yerler düzgün
Bazı şeyler karışık
Oy insanlık, vay insanlık, of insanlık
İnsanlık insanlığa muhtaç kalmış
Yaraya kül basılmış darağacına insanlık asılmış
Kasıntı kasılmış, söz ağza tıkılmış
Hayal yıkılmış, israf sınıf atlamış
Yanan kavrulan şu insan kalbi
Sevginin mayalandığı fırınmış
Davul vurulmuş, zurna çalınmış, gelin alınmış
Damat borç batağına salınmış
Yağmur sağanak,Gökyüzü delinmiş
Güzellik sanki bu gelinmiş
Nereden nereye gelinmiş
Yüzler kaşlar gülerken gerilmiş
Emek verilmiş çay demlenmiş
Bir kahvenin kırk yıl hatırı var denmiş
Neskafe dedikleri bir şey çıkmış
Kahveyi yenmiş
Umut, Ümit, umutsuzluk, Ümitsizlik
Her şey bir yerlerde birbirine girmiş
Saklanan sırmış hoşgörü gönülde dimdik durmuş
Miyav demiş kedi, kardeşliğe durmuş hav demiş köpek
Dibekte dövülmüş buğday
Çıkmış kepek, kepek
İnsan saçında dert
Hayvana yem insana ekmek
En değerlisi emek harcayarak üretmek
Yemek emekle olur yemek
Olsa o bile
para
Para sıkıntı, para dert, para namert
Cennetin kapısını açacak cimri değil cömert
Beddua yok, etme kimseye lanet
Hep iyiye, hep güzele, hep, hep doğruya davet
Salep içmek var bazen şu kaynamakta ocakta
Hele de kış ayında bu soğukta
İçeyim sıcacık şuracıkta
Bur da, orda, şurada
Bulutta ya da bulutun altında
Altın akçe ne fayda verir sağlığın olmadıkça
Neye yarar o seni harcadıktan sonra
İnsanlık insanlığı aramakta
O durakta yok bu durakta yok belki şu durakta
Dünya durdukça insan yaşadıkça arayacakta
Felsefe dedikleri nedir ki? Acaba
Eritmemiz mi demiri
Pamuk ağırlığında
Bir potada
Bir elmada ya da portakalda
Dalmak mı? Acaba
Ya denizde ya sandalda
Denizin suyuna güneş çarptığında
Balıklar çığlık attığında
Ağaya takıldığında
Ya da Yırtıp çıktığında
Sahilde şu garip durduğunda
Neler anlatıyor denize
Deniz neler anlatıyor bana
Toprağa bakıyorum
Toprak gebe bahara
Toprak doğum sancılarında
Doğum sancılarına yattığında
Mutluluk fışkırıp ürün olup yeryüzüne çıktığında
Değil mi ?
Bir bebek oluşup diriltilip kaldırıldığında
Ve ağlayarak doğduğunda
Yaratan Rabbim nurundan
Saçıp bereket olarak
Toprağa insana dağıttığında
Nimetlerini
insanoğlu
Görür gerçeği
Çiçek olup serpilen, çınar olup devleşen
Şu doğaya ya da insana
Güzelliklerin tümünü verenin
Yaşamı verenin Allah olduğunu görür
Her şeye hayat veren
Hak Teâlâ’dır
Yine öldüren odur her şeyi
Mutlak Hakim Mutlak Adil Allah’tır
Yaratan ve öldüren
Durup düşünmek akılla imanla
Güzeller güzeli özeller özeli değil mi?
Yitirmek kendini imanda
Bir karpuz serinliğinde, bir kavın tatlığında
Bir Su küpü derinliğinde
Bir su kuyusu derinliğinde düşünmek
Bir akasya bir söğüt çiçek açtığında
Salkım salkım
Zerdali meyveye durduğunda
Öbek öbek
ve
Sırtını verip ayağını uzatıp
Altında dinlenmek
Bir köfte, bir tavuk, bir balık
Bulunduğunda,Olduğunda mangal yapıp yemek
Yemek emek, iş emek, aş emek, şiir, roman emek
En güzeli emek harcanan yemek
Bir şeyler üretmek en değerli emek
Emek harcayarak yemek, yemek
Güzel olan
13.01.2015/ SALI/Yeniden Düzenleme :06.02.2018
Caksu MemuratörKayıt Tarihi : 28.2.2018 15:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!