Sende ben tüm mesafeleri yok ettim hep yakınıma hep içime içime aldım seni ve hep içimdesin. Senin varlığınla büyüdüm ve senin varlığınla yol aldım yaşadığım hayattan seninle zevk aldım. Hüzünlerimi paylaştım seninle bir o kadarda sevinçlerimi. Açmaya korktuğum sırlarımın dinleyicisiydin. Benimdin ve hep benim olmanı istedim.
Karanlık gecelerin aydınlatıcı ayın ışığında bile gündüzü yaşayabiliyordum. Sus kelimelerinin bittiği yerde senle konuşmak senin aynadaki yüzünü görmek en büyük mutluluğum oluyordu. Bir alev karşısında buzlarım çözülüp aşkının sıcaklığıyla eriyor, bakışlarının çarpmasıyla kendime geliyordum. Alev alev yanarken küllerimden yeniden doğuyordum. Her adımım beni sana biraz daha yaklaştırıyordu…
Tam kendimi ararken sende buluyorum. Maziyi savurarak giderken rüzgârların ardından bakakalmanın en acısını yaşamak istemiyor bu yürek. Son durağa geldiğimi ve anılarımı doldurduğum valizimle inmem gerektiğini söyleyen ruhuma son sözümü söylemedim henüz.
Senden sonrasının olmasına hiç izin vermedim. Sensiz uyandığım günlerimi saymıyorum bile artık. Yaralarım artık eskisi gibi kanamıyor. Kaçmaya çalışmıyorum çünkü senden kaçmam için kendimi yok etmem gerektiğini biliyorum. Neler hayaller ederken nerelere geldik senden. Artık acı çekerek nefes almaya alıştım. Her nefes alışımda senin kokunu almak içimi kanastada.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim