Madem şu kâinata, hâsıl olan damlayız
Ol zerre bu damlaya! Ahirine yol gerek
Cümle beşer hepimiz, bir atadan olmayız
Hamuruna has maya, zahirine dil gerek
Teni insan eyleyen; geçmişidir, özüdür
Canı ihsan eyleyen; söylemidir, sözüdür
Yönü yeksan eyleyen, sürülecek izidir
Şu efsunlu fezaya, uzanacak kol gerek
Mülayim bir bakışla, muhabbeti tarif et!
Hak edeni dost bilmek; işte budur marifet
Taşıdığın her öfke, ruhuna ağır külfet
Değil bağrına kaya, yüreğine gül gerek
Menfi niyet hasetle, geliştikçe gelişir
Gider mazlum canların, yakasına ilişir
Işık saçan her fikir, cehaletle çelişir
Taşa, toprağa, suya, dokunacak el gerek!
Husumet eyleyerek, büyütme kabahati
Fikrin ile zikrinden, pak eyle cerahati
Kibri def et içinden!.. Böyle pir nasihati
Öğüde ikrar veya sükûtuna hal gerek
Gönülde aşkı bilen, sevgisiyle var olur
Hoşgörüsüz yaşanan, koca dünya dar olur
Nice alim erenler, yolumuza nur olur
Bu yolda sağlam hayâ, kökü derin dal gerek
Yaradan’ın aşkıyla, avuçları açarız
Bir ruhani şifayla, kendimizden geçeriz
Her yolcuya han olan, şu cihandan göçeriz
Zuhur edince rüya, menziline sal gerek!
Nevzat Bayramoğlu, 15 Mart 2021
Kayıt Tarihi : 15.3.2021 13:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!