Hiç sevemedim kalabalıkları
Kalabalıklardan çıkan uğultuları
Uğultularda kaybolan bakışları
Kendini kalabalıklarda bulanları
Bulup, buluşturanları
Nasıl ki bir kar tanesi farklıdır ötekilerden
Uzaktan bakınca bembeyaz olsa da hepsi
Avuçlarda eriyişi başkadır hep
Bir öncekinden, ötekinden
Anlayabilmekse, bir yeşil ova koynunda
Bir çiçeğin inceliğinde
*
Rüzgar türbünlerinde asılı bulutlar
Güllerinde kırılgan, kanatlarında ıslık gibi
Kuş homurdanmalarında ürkek
Geçip giden uçakların seslerinde öfkeli
Şimdi hangi zamanı geçirebilir yaşam
Kabuslu gecelerde uykusuz, insan olmak kayıp
Ağlamalı uyanmalar sabahı bekler hep
Ateşe bulanmış hastalık gibi çocuk teninde
Saksıda guguk kuşu ıslanır
Çelik bir sürahi suyunda toprağa düşmüş
Şimdi hangi şarkı bitebilir gramafon sesinde
Taştan yontulmak yeğdir etten yontulmaya
Et dediğin çürür, çürümüşlüğünü bile çürütür
Kan kırmızısı bütün bayraklar, çünkü kandan, etten
Renk ayırt etmeksizin mavi gövdenin altında
Masumların çığlıklarından ve sessizliklerinden
Damlayarak bir yağmur gibi büyür büyür
Çiçek olarak doğup taş olarak ölen
Betondan duvarların yankılarında
Kayıt Tarihi : 28.11.2019 18:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)