şakaklarında hırçın rüzgarların zırhı duruyor hala kaskatı
önceleri böyle keskin bakmazdı bakışların
içim ısınırdı alevlenen buğulu bakışlarında
şimdi,yüzü peçeli cellatlar gibisin
bakışlarında teslim oluyor şah damarım kılıcına
ellerin böyle nasırlı değildi senin
saçlarımı okşayan ellerin bunlar değil
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla