Burası İstanbul'dur, gamı kasveti gömün,
Çözümü buradadır, yürekteki düğümün.
Başka İstanbul yok ki, gönlü diriltecek,
Tek İstanbul'umuzdur, iksir içeren çiçek.
Hasret kalan denizler, şimdi halvet olacak,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Mansiyon değil....İlk üçe girebilecek,birinciden
daha güzel bir ŞİİR...Tebrikler...Nöbetçi şairin
kalbinde dereceyi aldınız bile...ŞAHİN ERTÜRK
Başarılar
sEVGİLİ DOSTUM SİZİ ALDIĞINIZ ÖDÜL VE ŞİİRİNİZ NEDENİYLE TEBRİK EDİYORUM yÜREĞİNİZE GÖNLÜNÜZE KALEMİNİZE SAĞLIK Alaeddin İKİCAN
Muhterem Ekrem Şama Abim;
'İstanbul' konulu şiir yarışmasında almış olduğunuz 'mansiyon' ödülünden dolayı sizleri en samimi hislerimle kutluyorum...Bence öyle güzel bir şiir mansiyondan daha iyi bir dereceyle ödüllendirilmeliydi.Biz bir şey kazanamadık...Sizin ödülünüzle teselli bulduk...Birinci olan şiire tepkim var..Tepkimi sizlerle de paylaşmak istiyorum....
'KÖRİSTANBUL' ŞİİR YARIŞMASINDA BİRİNCİ OLAN ŞİİRE DAİR!...
Öncelikle birinci olan Mehmet Şah Erincik Bey'i kutluyorum.Kendisiyle hiçbir alıp veremediğim yok...
.Ben bu şiirden bir şey anlamadım arkadaşlar....İnanın samimiyetle söylüyorum...13 yıllık Edebiyat öğretmeni olmama rağmen çözemedim...Şiire övgüler düzen Üstadlardan rica ediyorum,lütfen bu şiiri bana tahlil etsinler...Şiir tahlili alanında uzman olan Mehmet Kaplan da rahmetli oldu....Kime sorayım,kimden medet umayım şimdi...Bu şiiri yere göğe sığdıramayanların bir bildiği var herhalde ...Benimle paylaşırlarsa bahtiyar olurum...İnanın dalga geçmiyorum..Samimiyim vallahi...Bana deneme veya hikâye gibi geldi de!.....Yoksa bu hikâye veya deneme yarışmasıydı da ben yanlışlıkla yine şiir mi gönderdim.Tüh be...Şartnameyi doğru okumazsan olacağı budur...Bu arada bu yarışmaya yanlışlıkla gönderdiğim ve de ilk on beş şiir arasına bile giremeyen şiir müsveddelerimi de sizinle paylaşmak istiyorum...
Bu arada yarışmaya gönderdiğim iki İstanbul şiiri müsveddesi dışındaki bütün şiirlerimi “Antoloji.Com” sitesinden çekiyorum.Tepkim amacına ulaşmazsa devamı gelecektir.O iki şiir ibret-i âlem orada bir başına asılı duracaktır.Tekrar ediyorum yarışmada dereceye giren kardeşlerime sözüm yok…Onları kutluyorum.Tepki jüriye ve o şiirlerin ön elemesini yapanlara….Her ne kadar bütün şiirler tek tek okunup puanlandı diyorlarsa ben buna asla inanmıyorum.Peygamberin övgüsüne mahzar olan bir şehre bu muamele yakışmıyor…Yazık…Çok yazık!......Bundan sonra benden kimse şiir beklemesin…Kendi çöplüğümde yazıp,okuyacağım
M.NİHAT MALKOÇ
İSTANBUL YEDİTEPE
Akşam kızıllığında didârını görmeli
Gönül bahçelerinden bir demet gül dermeli
Sana meftun yürekler maksûduna ermeli
Boğazın mavisine siner hüzün İstanbul
Mehtabı kıskandırır gülen yüzün İstanbul
Katar katar trenler kalkar da Sirkeci’den
Kader bu ya, ayrılır ana-baba,bacıdan
Hicran duygularıyla gönül yanar acıdan
Ruhumdaki medcezir bini aştı İstanbul
İntizardan yoruldum,sabrım taştı İstanbul
Firarî duygularım her dem melâle dalar
Gözlerinin mavisi beni hülyaya salar
Bir yanda Ümraniye,öbür yanda Adalar
Çıkınımda ekmeğim,aşımda tuz İstanbul
Hep bizim olacaktın,vermiştin söz İstanbul
Fetih ordularının Sultan Fatih öncüsü
Altınboynuzdur Haliç,İstanbul’un incisi
Çok şehir gördüm amma sen gönül birincisi
Hakk’ı söyleyen dilim,gözümde fer İstanbul
Boncuk boncuk süzülen alnımda ter İstanbul
Ufkun kızıllığında hayallerimiz yandı
Sevda bahçelerinde gönül aşkına kandı
Rumeli surlarında çağ açılıp kapandı
Küfrün kalelerini parçala,yık İstanbul
Düştüğün bataklıktan gayret et,çık İstanbul
Ağustos ortasında yüreğimiz kış gibi
Buz keser soluklarım gökten kar yağmış gibi
Sevgilinin koynunda Göksu hayal,düş gibi
Bedenim bir başına ruhum sende İstanbul
Perişan,paramparça bu can tende İstanbul
Şimşek çakar,gök gürler,yağmur düşer damlardan
İki yürek bakışır süzülerek camlardan
Kanlıca bir ağıttır duyulur akşamlardan
Tango sana yakışmaz,türküler yak İstanbul
Doğudan gelir ışık,mâzine bak İstanbul
Bedene hayat veren damarımızda kansın
Yurduma pusu kuran ecnebiler utansın
Sinop’tan Anamur’a Türkiye’sin,vatansın
Karanlık gecelerin ışığısın İstanbul
Medeniyetimizin beşiğisin İstanbul
Sen Leyla’sın,ben Mecnûn,İstanbul sevda çölüm
Gelecekse nihayet elinden gelsin ölüm
Dikenlerin içinde açmamış sevda gülüm
İçimde bir sızı var,derbederim İstanbul
Kopsak birbirimizden ne ederim İstanbul?
Kıyama durur gökler Eyüp Sultan’a nazır
Edirnekapı’sında ruhlar selâma hazır
Hakk’a gönül verenler elbet bulacak huzur
Ayasofya ütopya,oldu hayal İstanbul
Titre ve kendine gel,hüsran bu hâl İstanbul
Ayak idin,baş oldun;kanatlandın kuş oldun
Hayalleri süsleyen gecemize düş oldun
Ömrün ilkbaharında çiçek açtın,hoş oldun
Gönül bahçelerinin iri gülü İstanbul
Senden ilham almayan hisler ölü İstanbul
Bu toprağın üstünde bir İstanbul yaşıyor
Can bedenden kurtulup fâniliği aşıyor
Uğrunda can verenler Resûl’üne koşuyor
Hakikat ışığına bağrını aç İstanbul
Mübarek ezanların ruha ilâç İstanbul
Lâleli’nin gülleri sararıyor,soluyor
Ayasofya ağlarken sinagoglar gülüyor
Bin yıllık fetih ruhu her geçen gün ölüyor
Yalanların diz boyu,haddi aştı İstanbul
Hakikat ayan beyan,maske düştü İstanbul
Yâdıma düşer adın,buğulanır gözlerim
Zihnimde yankılanır sana dair sözlerim
Olsan yanı başımda yine seni özlerim
İyi görünmüyorsun bu hâlinle İstanbul
Yaşamaya mecburum hayalinle İstanbul
Masum yalanlarına bir zamanlar kanmazdım
Taşın,toprağın altın derlerdi inanmazdım
Bilmeseydim mâzini bu hâline yanmazdım
Gidişin doğru değil,yanlış bu yön İstanbul
Yepyeni bir sayfa aç,mâzine dön İstanbul
M.Nihat MALKOÇ
İSTANBUL!...CAN İSTANBUL!...
İstanbul sen içimde tarifsiz bir ukdesin
Geçmiş zamanı aşıp yankılanıyor sesin
Nice revnaklı şehir şöhretine özenir
Bahçelerin,bağların rayihayla bezenir
Yaralı benliğimde Cihangir hüzünleri
Minyatürlere gömdük o karanlık günleri
Gönül zincirlerini koparmak mümkün değil
İstanbul’dan ayrılmak ölümdür,sürgün değil
Masal değil İstanbul,yaşanmış,yaşanıyor
Haydarpaşa Garı’nda bir çift yürek yanıyor
Kurşunî kubbelerin solur geçmiş zamanı
Ferisin gözlerimin,dizlerimin dermanı
Dört mevsimin içinde,bir başka olur yazın
Hüzün taşır nağmeler mavisine boğazın
Destanların burcunda Fatih’imin izi var
Karaköy’den bir parça yüreğimde sızı var
Sevmedim hiç kimseyi seni sevdiğim kadar
Vuslata hasret gönül,yetiş ey gül yüzlü yâr
Resûlün yüreğinde bir sancıydı hayalin
Kıyas kabul etmiyor bugünle dünkü hâlin
Süzülür yüreklere minarelerden rahmet
Beyoğlu gülüyorken ağlar Karacaahmet
Işıklar cenk hâlinde gurup vakti Üsküdar
Bu gönül seni anar ömrün sonuna kadar
Kadıköy’de vapurlar yarına umut taşır
Çamlıca tepesinde gökten yağan kar üşür
Emirgân’da mehtabın hüznü yansır sulara
Hayalimizde cânân çekildik kuytulara
Değiştirdi her şeyi zamanın hoyrat eli
Ya tahammül çileye ya da çekip gitmeli
İstanbul can İstanbul yüreğimi kanattın
Bakir duygularımı yaban ellere sattın
Mâziden haber verir gökte uçan turnalar
Söndürür yangınımı şadırvanlar,kurnalar
Kız kulesi aşklara kucağını açıyor
Yaralı bir güvercin süzülerek uçuyor
Giyinmiş duvağını gelinlik kızlar gibi
Ümraniye söylenmiş tılsımlı sözler gibi
Topkapı sarayında ecdadımın gölgesi
Hırka-i Saadet’te duyulur Kur’an sesi
Senden bana yadigâr bir işve,bir naz kaldı
Derûnumda bir parça sana dair haz kaldı
Bir dilberin gözünden almış da mavisini
Tavus kuşu misali sunmuş yâre süsünü
Küçüksu’da yaşanır aşkların en güzeli
Vasfeder didârını kasidesi,gazeli
Peygamberin övdüğü Fatih’in ben olsaydım
İrem bahçelerinde gül misali solsaydım
Yüreğimde büyüyor hasretin dağlar kadar
Ölüler bile sana aşıktır sağlar kadar
Sinan’ın mühürünü taşır Süleymaniye
Sultanahmet bugüne Osmanlı’dan hediye
Dolanır saçlarında,gülümser sabah yeli
Yas tutar Ayasofya,kavurur hüzün seli
Fecrin kızıllığında ürperir mavilikler
Rahme düşen ceninler sana vuslatı bekler
Ufkun kızıllığına ağıt yakar nağmeler
Kandilli bir türküdür yalnızlığı besteler
Kalender hislerime tercüman Eyüp Sultan
Ruhlara hayat verir yedi tepeden ezan
Ne efsûnkâr imişsin,yamansın rüya şehir
Mağribi,akşamlarda kanayan hülya şehir
Gönül,sevdalı gönül İstanbul’u heceler
Hayata pusu kurar Ortaköy’de geceler
Emsalin ancak Kudüs,Mekke ile Medine
Eyüp Sultan’da kabir davet ediyor dine
Kelimeler yetersiz,tasviri zor İstanbul
İçimi alev ateş kavuran kor İstanbul
M.Nihat MALKOÇ
Ekrem hocam tebrikler. gönül bu şiiri ilk üçte görmek isterdi ama ne yapalım. Eminimki bu şiiriniz ödül alanlardan daha çok hak ediyor. Çok güzel olmuş hocam tebrikler...
Bu şiiri bari birinci yapsa idiler gam yemezdim Necati Gedikoğlu abimin yarışmada ismi gectiği halde pasif yapılan şiirini silmediğin icinde saygılarımı sunarım..
Bİr bu şiiri okuyorum...Bir de birinci olanı Birincilik ödülünü verenlerin Frenk kafalılığını kınıyorum...Sizi de kutluyorum..
HER NE KADAR MANSİYON BÖLÜMÜNDE GÖRDÜMSE ŞİİRİNİZİ
BENİM GÖNLÜMÜN İLK ÜÇÜNE
TARZIYLA, MANASIYLA OTURMUŞ DURUMDA...
TEBRİKLER ŞAİR DOST EKREM BEY !
BAŞARILARINIZIN DAİM OLMASINI DİLİYORUM.
SELAMLAR
tebrikler
Her halde; bu şiir dereceye layık görülmeliydi...
Bu şiir ile ilgili 72 tane yorum bulunmakta