Burası İstanbul'dur, gamı kasveti gömün,
Çözümü buradadır, yürekteki düğümün.
Başka İstanbul yok ki, gönlü diriltecek,
Tek İstanbul'umuzdur, iksir içeren çiçek.
Hasret kalan denizler, şimdi halvet olacak,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
HECENİN YETİM ÇOCUKLARI
M.NİHAT MALKOÇ
Bilindiği gibi şiir hece ölçüsüyle,aruzla ve serbest tarzda yazılır.Hece ölçüsü bin yıldan beri özellikle halk şiiri geleneğiyle günümüze kadar gelmiştir.Bu süreç içerisinde binlerce büyük halk şâiri yetişmiştir.Yunus Emre,Karacaoğlan,Aşık Veysel bunlardan bazılarıdır.Bu ekol çok köklü bir geleneğe sahiptir.
Hece ölçüsüyle şiir yazmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.Çünkü hece,şiirde bir disiplinin adıdır.Öncelikle dizelerdeki hece sayılarının eşit olması gerekir.Ardından durakların da baştan sona kadar aynı düzende devam etmesi şarttır.Yani meselâ 11’li ölçüyü tutturmak yeterli değildir.Bunun durakları da vardır ve olmalıdır.İlk mısranın durakları 6+5=11 ise ötekilerin de öyle olma mecburiyeti vardır.
Bunun yanında kafiyelerin kusursuz olması gerekir.Beytin veya dörtlüğün aynı kafiye türüne sahip olması lâzım.Dörtlüğün tamamı aynı kafiyelenmelidir.Bir dize başka,öbürü başka olamaz.Bunun yanında bir de kafiye örgüsü vardır.Düz kafiye,çapraz kafiye,sarma kafiye diye…Buna da uymalıyız…Kafiyeyle redifi de birbirine karıştırmamak gerekir.Meselâ iki çekim eki kafiye olmaz;redif olur.Tunç kafiye ve cinaslı kafiye de ayrı bir ustalık gerektirir.Kısacası heceyle şiir yazmak bazılarının sandığı gibi kolay bir iş değildir….Bunu başarmak hüner ve çaba ister.
Bazılarının heceyle ilgili klasik yakınmaları vardır.Neymiş efendim heceyle yazarken duygular kısıtlanıyor.Çok güzel bir benzetme buluyorsun ama hece ölçüsüne uymayınca terk etmek zorunda kalıyorsun.Şiir yazmayı alelâde bir iş olarak mı görüyorsunuz?Marifet bu kısıtlamalara rağmen güzel eserler vücuda getirmektir.Türk şiirinde bunu başarmış pek çok mümtaz isim mevcuttur.
Hece bir söz disiplinidir.Yok neymiş,hisleri prangalara vurmamalıymışız…Git o zaman deneme yaz…Hikaye yaz….Kelimeleri leblebi gibi beyaz sayfalara savurmak mıdır şiir?....Bu mu sizin sanat anlayışınız?Benim soyut hikayelerim var(Bazıları bunlara postmodern hikâye diyormuş…) Alın o hikayeleri; sıralayın cümleleri alt alta…Alın size serbest şiir…Bundan sonra ben de hikâyelerimdeki cümleleri yan yana değil de alt alta mı yazsam?Bunu hiç düşünmemiştim.Hay aklımı seveyim…İyi fikir…Kim tutar beni!!!!!
Bir de aruzla yazılan şiirlerimiz var.Osmanlı devleti zamanında zirveye çıkan aruz şiirinin de kendine mahsus pek çok kuralı vardır.Yok işte aruz kalıplarına uyacaksın;imale,zihaf,med,ulama yapacaksın gibi…Bu şiir altı yüz yıl boyunca yaşamıştır.Çok da mükemmel eserler ortaya konulmuştur.Fuzulî,Bakî,Nef’i,Nâbî,Nedim,Şeyh Galip bu tarzın üstatlarıdır.Dil inkılabıyla beraber bu şiir de tarih olmuştur.
Divan şiirinin son büyük üstadı bir Mevlevi şeyhi de olan Şeyh Galip’tir.Divan şiiri maalesef bugün müzeye kaldırılmıştır;esamesi okunmamaktadır.Bu ayrı bir tartışma konusu…Ben bugün bu şiirin tekrar canlandırılması gerektiğini savunmuyorum.Onu bir kenara bırakalım ama asla yok saymayalım.Onu yok sayarsanız edebiyatımız kuşa döner.
Gelelim serbest şiire…Ben serbest şiirin varlığını inkâr eden bir insan değilim.Şiirde ne kadar çeşitlilik ve alternatif söyleyiş tarzı olursa bu edebiyatımız için o kadar kârlıdır.Fakat serbest şiir derken bazıları bu serbestliği başıboşluk olarak anlıyorlar.Serbest şiir demek,ne söylersen şiir olur demek değildir.Onun da kendine mahsus söyleyiş ilkeleri vardır.
Önüne gelen ne idüğü belirsiz imajlar icat ederse bu yazılanları,o eseri yazandan başkası anlamaz…Biraz daha da ileri giderek şunu söylemek istiyorum..Serbest şiir yazdığını söyleyen bazı aşırı serbestler(!) ne dediklerini kendileri bile bilmiyorlar.Ben atayım,onlar mânâlandırsınlar.Nasıl olsa şâirlerin hayal dünyası sorgulanamaz.
Hatta ne idüğü belirsiz şiirler bugün daha çok tutuluyor.Vay be….Adam ne biçim yazmış…Hiçbir şey anlamıyorum bu dizelerden…Ben de ne cahilmişim…Hele bu şiiri bir çözsem kim bilir ne harika mânâlar çıkar altından…Gelsin övgü dolu yorumlar….”Yüreğine sağlık…” diye başlayan samimiyetten uzak dilekler…Sormalı o kişilere anlamadığın,çözemediğin şiirin güzel olduğuna nasıl karar veriyorsun?Güzelliğin ve mükemmelliğin ölçüsü anlaşılmazlık mıdır?Bu kanaat akılla ve mantıkla bağdaşır mı?Kerameti kendinden menkul diye bir deyimimiz var ya….Aynen uyuyor bu anlaşılmaz şiirlerin hayranlarına…
Şiir üzerine konuşulsun...Herkes yazıyor ama şiir teorisi konuşulmuyor...Şiir tahlilleri yapılmıyor...Herkes üstât...Ama niçin? ...Güzel şiir nedir? ....Şiir değerlendirmelerinde kıstaslarımız neler olmalıdır? Bunlar konuşulsun...Şiir tabu olmaktan çıkarılsın.Şiir özneldir deyip işin kolayına kaçılmasın....Kimse iyi şiir yazıyorum diye kendini kandırmasın.....Bu, şiirin geleceği açısından hayatî öneme sahip bir mevzudur..Ben biraz da bunun peşindeyim...
Kurumasın söz ağacı....Gelişsin,serpilsin,yeşersin,gürleşsin...Serbestlik serbestlik de bu kadar mı? ...Bunun bir sınırı olmalı...Pek çok şâir ne yazdığından kendisi bile haberdar değil...Şiirlere methiyeler dizilince kendisi de şaşırıyor...Tabiki,argo tabirle söylemek gerekirse çaktırmıyor da! ..Şiirde anlaşılmamak marifet olarak telâkki edilmemeli….
Başımızı kuma gömmekle hakikatleri görmezlikten gelemeyiz. “Güneş balçıkla sıvanmaz” demiş atalarımız...Herkes bir yol tutturmuş gidiyor.Bu başıboşluk hayra alâmet değil..Ben bir kıvılcıma vesile oldum.Bu ateşi korlaştıracak sizlersiniz...Tartışmaktan zarar gelmez...Fikirler tartışılarak gerçeklere varılır.
Son yıllarda ülkemizde bir serbest şiir furyası esiyor.Bin yıllık heceye kimse itibar etmiyor…Serbest yazmak moda oldu….Hatta heceyle yazanlar çağa ayak uyduramamakla suçlanıyor…Hatta bir Şâir(!) benim heceyle yazdığım şiirleri eleştirirken “Siz Yahya Kemal’i bile aşamamışsınız…Neyin peşinde koşuyorsunuz?…” diyordu.Yahya Kemal sanki sıradan bir şâir de ben onu bile aşamamışım…Soruyorum şiirle uğraşanlara: “Bugün Yahya Kemal’i aşan bir isim var mı?” O büyük şâiri aşsam sen benim şiirimi eleştirmeye cesaret edebilir misin?Yani sapla saman karışmış bir durumda…
Ben bu hece düşmanlığına bir anlam veremiyorum…Heceyle yazanlar,bazı aşırı serbest şiir üstatları(!) gibi makinalaşarak vatanlarına mı ihanet ettiler?….Peki niçin hece şâirlerinin karşısına dikiliyorsunuz?Onların da hislerini ifade etme hakları yok mu?Hececiler niçin üvey evlât muamelesi görüyor?
Son yıllarda yapılan şiir yarışmalarını hep takip etmişimdir…Bu müsabakalarda birinci seçilenler hep serbest tarzda yazan şâirlerdir.Madem öyle,bu yarışmalar “serbest ve hece ölçüsüyle yazılanlar” diye ayrı kategorilerde değerlendirilsin…Olmazsa şartnamelere “Bu yarışmaya ölçülü ve kafiyeli şiirler katılamaz” diye bir hüküm konsun!….
Bunlar da olmazsa Kültür Bakanlığı’na bir teklifle giderek heceyle şiir yazılmasını yasaklayın…Konuyla ilgili kanun hükmünde kararnameler çıkarttırın!…Yine de heceyle yazanlar çıkarsa büyük Divan şâiri Nef’î’yi boğdurdukları gibi siz de bu asi herifleri darağacında sallandırın…Hem heceyle şiir yazmak Kopenhag kriterlerine de aykırı!!...Bizi Avrupa Birliği’ne almazlarsa bunun asıl suçlusu hece şâirleridir.Hecenin bu yetim çocuklarının bu ileri çağda yaşamaya ne hakkı var ki!.....
1- ŞİİR ELEŞTİRMEK uzmanların işi. Herkes şiir yazabilir. Ben de yazıyorum. Ama şair olmak için okuyucunun %80 ni 'Bravo.! şahane yazmış be kardeşim..!' demeli. yani bir YAĞMUR ŞİİRİNDE okuyucu sırıl sıklam ıslanıyorsa o şiir olmuştur. Yazarı da ŞAİRDİR. Mesela OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ Cahit Sıtkı Tarancının 35 nci yaşı değildir. Bütün dünyada herkesin 35 nci yaşıdır. Şair herkese “Bravo- olmuş bu” dedirtecek bir şiir yazmıştır. Ve YAŞ OTUZ BEŞİ YAZAN ŞAİRDİR.
Yoksa dünya alem şiir yazıyor. Dereceye giren şiirler de İSTANBULU ne kadar yaşıyorsanız bu şiirler o kadar İstanbul şiiridir. Ve yazarı o kadar şairdir.
2- Dereceye giren veya girmeyen bütün şiirlere şu gözle bakmak lazım:
(a) Öylesine bir şiir mi? Yani biraz lacivert laflar yaparak nesirce bir yazıyı sadece alt alta getirivermişler mi?
(b) şiir sanatında onlarca edebî sanat var. şair ustaca ifadeler ile bu sanatları konuşturmuş mu?
( c) Bravo ! Helal olsun. Adam yazmış kardeşim diyebiliyor musunuz?
(d ) Onlarca şiir türü var. ki bu türler hüner ister, tecrübe ister. birikim ister. Şiirin kalıpları ve üslubu vardır. Şair bunlardan hüner isteyen hangisini kullanmış? Yoksa lafları alt alta mı dizmiş?
(e) hangi şiirde okuyucuyu adeta bir sandala binmiş gibi Boğaz'da veya Marmara'da gezintiye çıktığı hissini yaşadı. Hangi şiirde kendinizi Beyoğlunda gezer buldunuz? Hangi şiirde burnunuza buram buram İstanbul kokusu geldi?
(f) ve nihayet şiir, okuyup bittiği zaman “ne zaman bitti bu şiir? Ben ne zaman okudum bu on beş kıtayı?” diye şaşmalısınız. Yani şiir su gibi akmalı.
(h) Tam benim içimden geçenleri dile getirmiş. Hakikaten İstanbul böyle. Keşke bu şiiri ben yazsaydım diyebiliyor musunuz?
3- İŞTE O ŞİİR OLMUŞTUR. YAZARI ŞAİRDİR.
Ayrıca yarışma bence çok aceleye geldi. Hem katılma süresi kısa idi. Hem okuma ve değerlendirme süresi kısa idi. 1036 şiir bir haftada okunmaz. Bu işe soyunanlar hem çok yoruldu. Hem kimseyi memnun edemedi.
4-Tekrar ediyorum. Bu site kaliteli bir site. Uğraşan kardeşlerimin işi çok zor. Üyelerin kaliteli. Üyeleri ilgili. Yanlışlar var. Olabilir. Düzelir. Bu yıl böyle oldu. Kimseyi kırmaya gerek yok.
KATILIMCI BÜTÜN ŞAİR KARDEŞLERİMİ KUTLUYORUM. DERECEYE GİREN VE GİREMEYEN HERKESİ KUTLUYORUM. GELECEK YILLARDA DAHA İYİYİ YAKALAMAK İÇİN HER ŞEYE AYNEN DEVAM.
Not: Ben de AFFET İSİMLİ bir şiir ile katıldım. Katılmam gerekiyordu. Bende bunu yaptım. Dostlar okusun yeter. Benim için en iyi derece sizler ile olmak. SELAMLAR. Selahattin Aydemir - Çorum
çok beğendim. Benim naçizane şiir de böyle bir anlatıma sahip yoksa ondan mı beğendim. EKREM ŞAMA sende şairlik var dostum. devam et.
Haramdan gelen kilo, yakışmaz o endama,
Gölge verir içine, kubbedeki her yama...
Yureginize saglik......Istanbul'u harika anlattiniz
sevgi&saygilarimla
Yarışma editörleri de dahil kimse 'siluet' nasıl yazılır bilmiyor mu?
Mansiyona layık. Hatta üçünceye bakınca bu şiir mükemmel geliyor insana.
Başarılar dilerim...
Mimarlar, mühendisler, başkanlara baskı yapın
İstanbul'a aykırı niyetliler varsa, yakın!
deseydin keşke..
Çok güzel kutlarım. (Jürinin haksızlığına katılıyorum)
Metin Yaltı
İstanbul kadar güzel
Tatlı bır şiirdi
Kutlarım sizi.
Ahmet nural öztürk
Bazı genç şairler gibi arapça-farsça yazma sevdasına kapılmamanıza sevindim.Güzel şiirinizden dolayı sizi tebrik ediyorum.
sevgili şair kardeşim
tebrik ederim
baki selamlar
Bu şiir ile ilgili 72 tane yorum bulunmakta