kül kavmindeniz biz
ateş burcundanız
çıt desek
çığlık oluruz fil kulaklarda
a desek aşk...
öyle imkansız, öyle yasağız ki
cahil cesaretini kuşanıp
çalacak olsak aşkın kırk kilitli kapısını
Yahudiler kuyuya atar
Hristiyanlar çarmıha gerer
İslam alemi şeytan taşlar gibi taşlar bizi
vurgun yemekten korkmayan süngerciler gibi
aşkı derinlerde yaşayalım
uzaktan uzağa…
suya sabuna dokunmadan sevelim desek
çok sevmekte yetmez bazen
sevip seveceğimize bin pişman ederler
kaçsak…
kuş uçmaz kervan geçmez dağlara
köşe bucak gizlesek sevdamızı
şahin gözler eliyle koymuş gibi bulur
dile sakız, rakıya meze ederler bizi
en mutlu anımız da
kursağımıza dizerler aşkı
yani senin anlayacağın matmazel
aynı göğe baksak ta, başka göğün kuşları
başka göllerin kuğularıyız
birlikte gülsek te bir fotoğraf karesinde
başka albümlerin resimleriyiz
bin yıl evvelinden
ceylan derisi parşömenlere
kanla çizdiler sınırlarımızı
duvarları yıkıp, haritaları yırtsak
ne fayda…
dört kitabın birinde bile
a ş k d e ğ i l i z…
Ömer Yücekaya 2
Kayıt Tarihi : 30.6.2025 18:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!