Bir kedinin ayaklarına takılmıştı
Salınıyordu, yürüyordu
Yumuşacık deyiyordu yeryüzüne
Yer yüzüne deyiyordu
Ve döküyordu
Bir plağın dönüşüne
Takılmıştı da
Döküyordu
Hüzünü
Dönüyordu
Dönemiyordu kendine
Susmuştu
Büzülmüştü
Ürkmüştü
Düşmüştü
O hep
Başka bir biçimde
Küsmüştü
O hep
Aşka bir biçimde
Küsmüştü
Onun adımlarına sarıldığım bir gecede
Anlamıyordum o ayakları
Ama o ritmde
Kaybetmiştim müziğimi
Başka bir armonide
Büyüyordum artık
Anlamadım o elleri de
Bir felaket gizliydi gecede
Anlamıyordum belki
Dinliyordum
Gözyaşına ayak uydurdum
Sürüyordum
Onun gibi çekiliyordu içim
Kanım Ona çekiliyordu
Bir felaketin yarı çapında
Sönüyordum
Dönüyordum
Duruyordum sonra
Benden tam on kat ağırdı
Bir felaketti
Gizlenmişti geceye
Sonunda işte
Herşeyin başındayız
Sanıyordum oysa
Gecikmiş bir patlamada
Gecikmiş bir sarılmanın
Yardım ve yataklığıydı
Mevzumuz:
Ölmedim!
Yatmadım içeride bile!
En içimdeydi o felaket
İçten patlamalıydım
İçten içe saklıyordum
Hiçten hiçe
Aklıyordum kendimi
Arınıyordum
Bir kedinin ayaklarındaydı
Belki.
Yürümekte ise
Bir fil kadar maharetsiz.
Kesin.
Gece karanlığında
Neye çarptıysa
Düştü üstüne,
Üstüne düştü
Yer yüzüne indi.
Büyüyecekti elbet
Kanıya tanıya
Ben büyütememiştim ya Onu
Onaydı hırçınlığım
Sırf Onaydı...
14/11/2007
Kayıt Tarihi : 21.11.2007 01:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!