solgun bir ay gibi duracağım bu gece birazda umutsuz
soyutluğumu koparacağım küçük kağıt parçalarına çizdiğim
en ufak bir ayrıntıyı bile kanatacağım küme küme yığınlar şeklinde
uzun cümleler kuracağım geceye özel öksüreceğim içtiğim yalnızlıklarımı
ben bu dünyanın bir noktasıysam eğer kimliğimi yakacağım en uzak yıldızlarda
ölmeyeceğim seni gören gözlerimi kapatmayacağım ey sonsuzluk
hepiniz bir aşk bilmişinizdir neyin içinden aktığını bilmeden en mutlu anınızı
sonra;
acının musluğunda yıkamışınızdır yüzünüzü baktığınız ayna size ait değil
sabahlar size ait değil aynadaki yüz size ait değil böyle söylemek geliyor içimden
çocukluğunuzu öldüğünüz an başlıyor yoksulluğun ve hırçınlığın maddesi
niye böyle söylüyorum kime ne dersiniz kazançlarınızı bir bir saydığınızda
biliyorum ağaçlar daha yeşil olacaktı çiçekler daha bir kokacaktı
tarih ilk gülüşünüzde kalsaydı bir sıcaklık sol yanınızdan akacaktı durmadan
durmadan bir acıyı kanatıyorum hiç kanmadığım eksikliğim
kutsal bir yerdeyim sanki aşkın göbek bağı gülen gözleri düşündüğümde
dokunuşun berrak akarsularında bir müziğin gezintisine kapıldığımda
hiç masal dinlemeyen bir zihnin yaratılarında dağ iskeleti gibi duran
yalnız bir söğüt ağacının salkımlarında kapattığımı düşündüğüm günlerim
beklemek bir durağa hastır ya da bir istasyona benzer her şeye
ya da bir insana aklına getirmediği yok oluşa
yok olmayacaksam eğer bir aşkın içinde yunacaksam sen olmalısın gayrisini istemem
istemem..
Kayıt Tarihi : 20.6.2005 23:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!