Nihal'imin Sessizliğinin Mihrabında

Dünya Yükünün Hamalı
903

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Nihal'imin Sessizliğinin Mihrabında

Sesini duyamam; Sır'dır, Söz'ün ötesi.
Kulaklarımı sağır eden, perdenin yırtılış sesi.
Zahirde sükûn var, içimde Kün'ün çığlığı,
Benim cılız ben’im, senin sonsuz Yokluk'unda eriyor.

Tenine dokunamam; Mekân'dan münezzeh'sin, Nur.
Kemiklerimi kıran, Aşk'ın ilahi kırbacı bu.
Hasret tüyü, ruhu Asl'a uçurur acıyla,
Vuslat'a ermeden önceki en tatlı Terbiye.

Kağıt kesiği dilim, tadına doyulmaz yaram;
Kelâm aciz kalır seni anlatmaya; her söz, bir Hata.
Lezzet, Mananın bir anlık tecellisi sadece,
Ve bu tecelli, sözlere sığmaz, sadece İşaret.

Sensizliğin yokluğunda gözlerim kör;
Dünya, Nur'un olmadan, kalın bir Hicap'tır.
Gözüm, sureti değil, Mutlak Güzeli arar oldu,
Yokluk, beni kendine çeken en keskin Koku.

Mistik Sual
Söyle, sana ne yaptım? Neden bu Zulüm?
Neden kendini bu kadar sevdirir, bu denli özletir?
Neden her anımda ağlatırsın?

Ey Gönül! Cevabın, sorunun içinde saklı:

Sevdirir, çünkü O, Güzelliğin Kendisi, Kaynağı.
Aşk, onun Gayesi değil, Aşk'ın ta kendisi.

Özletir, çünkü bu dünya Gurbet'tir, vatan değil.
Her özlem, Asl'a duyulan Ebedi Sözleşme’dir.

Ağlatır, çünkü gözyaşı, Ruh'un pasını silen Ab-ı Hayat.
Hüzün, bütün perdeleri eriten gizli neşe.

O seni sevdiği için Sen O'nu seversin,
Yokluk’tan nefes alan bu Varoluş için şükret.
Ağlayan, Ağlatana minnettardır bir gün.

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 08:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!