Şiirsel bir gezinti
Sokaklarda sallanan hakikat
Yüzlerde kendi yüzümü
Rüzgârda kendi kokumu arıyorum
Ellerim cebimde
Müthiş bir yalnızlık uğultusu
Kimse tanıdık değil
Kimse benden değil
Derken sıcacık kestaneler
Satıcı melul bakmakta
Pos bıyıklı bir alıcı
Soğuğa meydan okumakta
Garip sıfatlı insanlar
Bir kasım akşamına dağılmış
Eskişehir yutuyor beni
Bozacı çağırır gibi oldu
Porsuk’ta dertler birikmiş
Birkaç dilenci yalın yalanlarda
Ne varsa artık kalanlarda
Esnaf gözünü dikmiş
Kılıksız serseriler dolanmakta
Hırpani bir genç gitar çalıyor
Üzerinde hayli yıpranmış bir yeşil mont
Uzun saçlı ve küpeli
Yaşamdan pek zevk almıyor gibi
Yüzündeki bıkkınlıktan belli
Güvercin mırıltıları
Hafif yağmur hafif hüzün
Yerlerde ekmek kırıntıları
Çöp karıştıran zavallılar
Karanlık yutmuş simalar
Ürkek adımlarla yürüyen öğrenciler
Manzaradan korkmuş olmalı
Kış geç gelecek galiba
Hala yaprak dökmede ağaçlar
Sarısı akşamın rengine bulanmış
Soğuğu ciğerlerime çekiyorum
Görüntü muhteşem
Hep öyle kalmalı
Ana yakışır çığlıklar
“Es Es Es Ki Ki Ki”
Bir taraftar gurubu
Kendi çığlığıma çekiliyorum
Bir meyhaneye dalıyorum
Melankolik insan tasvirleri yayılmış
Zeki Müren söylüyor uşşak
“Bir tatlı tebessümün bin vuslata bedeldir”
Tatlı tebessümler suratlara kaykılmış
Hepsi gerçek
Gülümsüyorum
Çıkıyorum
Toprak kokusu yerine asfalt kokusu
Doğa sesi olmuş tren sesi uçak sesi
Kornalar satıcılar berduşlar
Cümbürcemaat bağırma telaşında
Öteden is yayan bacalar
Genizi yakan kömür kokusu
Eskisi kadar değil ama
Yine de rahatsız edici
Şehir kocaman gözlerle seyrediyor
Şehrin dişleri altında eziliyorum
Şehir beni yutacak
Şehir kalabalık
Şehir densiz
Şehir acımasız
Burkuluyorum
Yüzler birer ayna
Yüzlerde kendimi arıyorum
Biliyorum kimse aşina değil
Büzülmüş soğuğa karşı kuşlar
Bekleşirler zamanla eğleşirler
Büzülmüş soğuğa karşı garipler
Saatler nemelazım onlara
Saadet nelerine gerek
Yoksa yemek
Yoksa gömlek
Papuç delik
Gözler nemini kaybetmiş
İsteksiz dilenmeler
Yüzlerde keder
Yaralı gönüller
Mevsimdendir
Şarkı hüzzam olmalı
“Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgâr
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar”
Epey geç olmuş gezdirirken dizeleri
Eve dönmeli
Eşim bekliyordur yemek hazırdır
Kızlarımın gözlerindeki ışıltıyı görmeli
Şiirsel bir gezintiydi
Basit ve özel
Sokaklarda sallanıyordu gerçekler
Rüzgârda kendi kokumu aradım
Yüzlerde kendi yüzümü gördüm
Kasım 2008
İrfan KarapınarKayıt Tarihi : 29.11.2008 12:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İrfan Karapınar](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/11/29/basit-bir-gezintiyi-anlatir-manzume.jpg)
ekrem bozkurt
ekrem bozkurt
Bu şiirde de böyle. yaşamın içine giren, dokunan, konuşan ve bize işte hayat bu dedirten dizeler bunlar. Sokağı ,açları, yaşamdan mutsuz olanları, korkuları, ürkekliği ve yanlızlığı... kalabalıklarda içimize düşen yanlızlığı
Şiirin değişkenliği ile kanat takıp geziyoruz Eskişehiri.
Güzel şiirler yazmak yaşayan şiirler yazmak bizi de yaşatır. Yüreğinden esin eksilmesin İrfan can. Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (18)