'Grijgal Palangası...'
Sırtını dayamış tepeye
Yayılır önü sıra göz alabildiğine
Ufka çatan Macar Ovası.
Dile kolay bu
Tam yüz elli yıl sınır bekçiliği yaptı
Girmesin diye nâmert ayaklar
Bu aziz topraklara.
Yolu düşen gaziler
Uğrayıverirlerdişehitliğe,
Birer Fâtiha okur
Şehitlik dilerlerdi Tanrı'dan
Ki bu arzu yaraşırdı yiğitliğe.
Vardı orada binlerce mezar
Ama ilk nazar
Çarpardı bir yosunlu mezar taşına.
Ana-çocuk gibi koyun koyuna
Yatan
O iki arslan
Yarattılar işte böyle bir destan...
Nûra gömüldüyse eğer cisimleri
İlâhî bir yazıyla
Kalbine yazıldı binlerce erin
Kutsallaşmış isimleri...
Gitmişti Palanga Beyi
Yanında güzide yiğitlerle
'Kapaşvar Kalesi'nin fethine.
Kış bastırdı ansızın.
Kısmet olursa kaleyi
Alacaklardı yazın,
Şimdilik geçiverdiler 'Budin'e.
Grijgal'den altı menzil ötesi
'Zigetvar Kalesi'.
Bir Kurban Bayramı arifesi...
Kale beyi 'Kraçin'
Bu hâli fırsat sandı
Ama gâfil aldandı.
Eşkiyalarla saldırdı Grijgal'e
Bu hâl hiç gelmezdi hayâle.
Kalede vardı tam yüz on dört kişi
Hepsinin cenkten başka
Yok idi gücü-işi.
Toplar atıldı Grijgal'den
Duysun da yardıma koşsun
Diye civar Türk'ler.
Ama çıkmadı bir ses
Ne gelen var ne giden...
Zigetvar Beyi Kraçin
Adam gönderdi Grijgal'e
Kalenin teslimi için.
Elçi dedi:' VİRE...
Kumandanım ediyor yemin
Sâlibe,İncile,
Zebûra,ateşe ve nûra....
Gelmeyecek kılınıza bir hile....'
Olamazlardı buna emin
Hepsi karşı durdu
İstek gibi görünen bu emire.
Çıkıp cenk edecekler
Ya ölecekler
Ya öldürecekler...
İçlerinden seçtiler Kadı'yı
O,onlara açacaktı
Sonu şehitlikte biten kapıyı.
Kadı seslendi mertçe:
'Duacıdır Arafat'ta hacılar
Câmilerde mü'minlerle,hocalar
Biz gazilere.
Kılalım namazımızı
Kapanalım vecd ile yere,
Öpüşelim,helâlleşelim,
Herkes keserken kurban
Biz de Vatan'a kurban...'
Tuttular sözünü Kadı'nın
Hemen arkasından cuma namazının
Çıktılar kapıdan iki koldan
Koştular tek uğurda uğraşa.
Bir kolun başında 'Delî Hüsrev'
Birinde de 'Delî Mehmed'
Şehit olmaktı herbirinin
Gönlündeki tek niyet.
Onların hepsi,hepsi civan
Hepsi mert.
Ama karşılarındakilerse tümden nâmert.
Bir ölüm-kalım cengine
Girişti kollar,
Kısalıyordu şehitlik mertebesine
Erişen yollar...
'Delî Mehmed'di ilk şehit olan
Başını gövdesinden ayırdı düşman.
Ve kâfir başını götürürken
'Delî Hüsrev' gördü birden
Haykırdı:'Delî,başını verme
Almadan kâfirden başını
Şehidlik yüceliğine erme...'
Sanki kükredi arslan
Koşmaya başladı başsız gövde
Başının arkasından.
'Delî' alıp kâfiri atından
Cansız çaldı yere
Ve kaptı başını yıkıldı
Bir daha kalkmamak üzere...
Hüsrev,bu hâli görüp sevindi.
Delî Mehmed gitti diye
Bir yandan da dövündü.
Seyreyledi başından sonuna dek
Olup biteni Grijgal Kadı'sı,
Döndü gaziler kaleye
Tam gece yarısı.
Şehitler defnedildi bir bir...
Delî'yi de defnettiler.
Kadı bekledi başını
Gece-gündüz durmadan.
Açıldı nûr dolu mezarı
Melekler girdi oradan...
Herbiri bir bûse aldı
Delî Mehmed'in alnından.
Kadı hayretle donakaldı...
Hâlâ yaşayan şu sözler döküldü ağzından:
'Rüya değil bu ayniyle vâki...'
Kadı,Hüsrevi habersiz sanmıştı bundan
Oysa Kadı'nın gördüğü hâli
Ona anlatıverdi bir bir Delî...
Delî Mehmed'in nûru
Işık oldu Delî Hüsrev'e
Şehitlik yolunda.
Yer ayırdı Mehmed seve seve
Grijgal Şehitliğinde
Ona,nûrdan koynunda.....
Kayıt Tarihi : 26.10.2005 15:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Alper Kürük](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/10/26/basini-vermeyen-sehit-destani.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)