! Başın sağolsun, 'Erol oğlu' anonim

-*
Arabaların, kazaya uğramayan;
onları getirdiği çocuklar,
binicilik çalışıyorlar öğrenmeye.
Ankara'da hangi yollardan
oraya, gelip ulaştılar ki?
Tandoğan mı, Mamak'tan mı?
Mamak'ta, sonu bir atışmanın,
ev yakmaya kadar gitmiş;
bıçağa dayanmış, satıra -
iki ailenin. Polis ayırmış
gelmiş. Ayda yılda bir/ dir(bir -
gene de, kör, -non (ya da nan) kör,
- cahil şiddet, toplumsal tırmansa
da, canım Türkiye'mizde. (bak, gör;
babamızın oğlu değil: virgül
ayırır özel isimleri, şehitleri.)
Serengil Seren, bir kasket
geçirmiş gelmiş, gözünde güneş
gözlüğü, karanfil'de -çiçekler;
simit satın alıyor ayaktaki adamda:
kuğulara mı serpip didik, atacak?
Tunalı Hilmi'de kalmamış mıydı;
Kuğuları itlaf edilmemiş Kuğulu P.? *
Neyse; onu Filiz'den** birileri
gördü(ya) , veya çevre illerden.
O simitçi, gören ve hem, görülen; ..
işaret etmişti,: hayret dolu değildi.
Haber vermekteydi sanırım:
Böyle bir çölde çölde Ankara;
Dubai pırlantası değil:
Çölde, kendisi(nde) (..) değil.
Çölün içinde vahalarr,
vahalarda yeni çöller var.
Varya o`luşan çöllerde de ***
, yine vahalar çiçek açıyor.
Deniz yani yok; Çukurambar'da, ****
cep tel'den kontrollü, ses işlevini
getiren yerine var evler,
binalar, binaalar, sentez,
sentezler, senteezler! ...
Sonracığıma, yeni bir haber; ..

..ölmüş bugün! oO zavallı Erol
Bir taksici daha kurban
giden, meslek şaşkını hırsızlara;
Bayramda kurban keser miydi? (!)
Be, siz katil misiniz caniler;
tavuk hırkızı mı yoksa, önce karar! ?
5 ya da sen de 1 aylık bebeği
ve yeni eşiyle, yuvası yeni.
N'apacak.. öyle artık...
Ama öyle bir şey var ki;
işte, taksiciler eylemde.
Düzelecek böyle böğüre böyle;
hiç değilse olanaklı, filiz gelen.

*

Ana caddede, 8o'lerde, çocukların
oynadığı ve topu içeri kaçırdığı;
bir de, kesilmesi o topun
günah değil mi, Reha, Güner! ? ?
Belki de bu, dilen'en yanyanalık;
simetrik bir 'a' ve 'z' harflerine
benzer ki çünkü kasnaklar iyidir:
Daha bir kilometre taşı, simetrik.
İnce ince dokuyorsun, sık sıkı;
öldürüyorsun sıkı fıkı, faka basma;
daldan dala sallanan örümcek
maymunu, pınarlarından taşma
ağaçların, gözyaşı damlası eczanede -
gerekirse! : Böyle bir sebeple,
eften püften denecek; birden
sıktı sevdiği faresini iri yarı dev.
Steinbeck'in Fareler ve insanlar'ı;
benziyor sınır çocuklarına;
karga tulumba, tavuk seven,
kuş gribinde tavuk yolan, öldüren...
Ne hikmet? ? ne şer, ne fer, pöf.
el ele tutuştular, barışa yakın,
samimi ama ve güleryüzlü de;
Hülya Şahin ve Cathy Brown.
Ringden ikisi de galip çıkmadı mı?
Evet, ikisi de.. Gelmişler oraya
kadar.. finale; kanter içe içe.
Ormanda hep insan, ağaçlar
olmaz ki, bazen de aslan orda,
..ayı, veyahut geyik. Ağaç üstüne
ağaç, izleyen bir domino taşları
silsilesi 'A' yanına sabırsız 'B'.
Simetri bu mudur allahaşkına!
Yoksa 'Cathy'le 'Hülya', sesli
bitmişler; 'Brown' ile 'Şahin'
de, aynı: Yani 'aynen' anlamlı
değil 'n' ile, 'n 'harfiyle...

Şu anki dünyada, harcayabiliyoruz
para geçinir kılınmaya; ama
mümkün olduğunca az harcama
gerekliliğini, bakkaldan peynir
alman engeller mi hiç... (- meli,
-malı) mı; sair kararlarını...) ? ?
Ekonomik; ayın sonunu çıkartmak
(için) değil, tüketime
katkı vermemek için. Bu da,
tüketmemen için değildir aslında;
üretmen-öncelikli, şimdiden...

Evet; kim öldürdü Sinop'luyu...
gömemediler bu defa, canlı canlı...
Kesemediler tavukları, kuşları -
kanlı, şaşkın bakışlı; diye diye
'kanatlı, bunlar kanatlıı..'...
korkarak, korkup da, kuş
vebasından; başka ne ola tasanız,
dam üstü saksağanı tasanız?
*-

Karışık gibi gözükebilir. Çok varyasayonlu gibi gözükebilir, ama titreşmeler bağlantılarda
bugün öldürülen taksici üzerine, ve namında tüm gırtlaklanan taksicilere

* Kuğulu Park
** Filiz Pst.
*** o`luşan=o oluşan
**** Ankara'da, Balgat'a yakın olan bir bölge