seni asıyorum artık yüreğim
o çok sevdiğin
ve
uğruna öleceğin kadının
sırça darağacına
kuytularda dondu düşlerim
çölde güneşimi bir bedeviye ödünç verdim
ıslatmak isterken dudaklarımı
bir vahanın
salkım söğüt yaprağındaki
çiğ damlasında
gidecek yolumuz bitmemişti oysa
koloni yalnızlığı payıma düştüğünde
susuyorduk ikimizde
ve kana kana içemiyorduk
birbirimizin kanını içmek
ve susmak daha evlamıydı sevişmelerden
anlayamadım
zaten anlamlar anlamsız kalmıştı
ay bulutu delince
ve yansımıştı her şey
ay yüzüne
çektiğin kılıç
hangi balığa aitti fark etmedin
ama salladın derinlere
sukut hallerdeki dilimin
inlemesi bile
isyanım gibi suskun oldu
tadamadın zaferinin mutluluğunu
ve sarhoşluğu
şarap mantarlarına yükledin
meze ettiğin sevdamı
çakalların sofrasında
kırar gibi boşalan kadehini
çaldın yerlere
bitince yakamoz tadındaki aşk
gece karanlıktı sen giderken
ve şehla bakıyordu
bir çift yıldız ardından
ben sadece gidişine serenat yaptım
ay ışığında
duymak istemedin suskunluğumdaki sesi
ki duyabilseydin
ikinci el bir işporta yürek deyip
bırakmazdın sana ait olan tezgahta
dilinin setlerine eklediğin yivlerle
ardı ardına sıraladın
ve hiçbir şarjöre sığmazdı
söz kurşunların
hedefini bulmuştu
ben vurulmuştum
gözlerim ağlamayı unutmuştu
ve ben
bir ölünün yüreğiyle konuşuverdim.
şimdi
senin başın sağ olsun.
www.radyoerguvan.com
Galip SinecikliKayıt Tarihi : 1.8.2006 11:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sevgiler..
Selamlar
TÜM YORUMLAR (4)