Başımıza Ne Geldiyse MASALLARDAN GELDİ! ...

Nesrin Naz
118

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yüreğim küçücüktü benim,
Sevmek istedi birgün…
Ama yalancı değil,
Dosdoğru tıpkı masallardaki gibi…
Masallar mutlu sonla biterdi sevgili!
Kandı yüreğim masallara…
Senin de mutlu sonla biteceğini sandı.

Tamamını Oku
  • Şadi Ünal
    Şadi Ünal 31.12.2008 - 15:32

    Ah o masallar olmaz olsaydı...Neler çektirdi neler...Kutluyorum.
    Yeni yılınızın sağlıklı, mutlu ve güzelliklerle dolu geçmesi dileğiyle...

    Cevap Yaz
  • Hakan Özüçelenk
    Hakan Özüçelenk 30.12.2008 - 21:54

    Evet çocukluğumuzda çok sevdiğimiz masallar bizi bazen avutan kandıran masallar kutlarım hemşerim
    yeni yılınız kutlu olsun

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan 30.12.2008 - 21:15

    Şair çoğu kez gerçeği,bir gerçekliğe koşullayarak şiirselleştirir.
    Sevi'nin varlığını,bir fantastik kurmacayla özeş düşünmek ve sonrasında karşıtlıklarıyla iki ayrı yolda yönlendirmek bu uğraşın kanıtlarından birisidir.

    Masallarda sunulan görkemli yaşam büyüler bizleri.Gerçek yaşamın da öyle olmasını isteriz.
    Bu umu olası değildir.
    Şiirde aynı sorunsal söylemleştiriliyor.
    Şair metaforlardan yaralanarak yapıyor bunu.

    Şiiri,biçemi ve yapısal fonu yönüyle ;içeriğiyle çok beğendim.
    Sayın NAZ'ı bu özen/emeğinden dolayı tebrikliyorum.

    Başarı dileklerimle/Selamlarımla.

    Cevap Yaz
  • Meral Tercan
    Meral Tercan 30.12.2008 - 20:30

    Masallarda ki aşklar kadar güzel bir aşk diliyorum bu yeni yılda.Sevgiler.Tam puanımla listemde harika şiiriniz.

    Cevap Yaz
  • Zikrettin Karaca
    Zikrettin Karaca 30.12.2008 - 20:26

    İNSANIN ÖYLE BİR DOSTU OLSA....
    Hani, diyorum da, insanin gerçekten mükemmel bir dostu olsa... 'Onu', söyle, içine sindire, sindire, kocaman bir sarılsa...
    Ne iyi olur değil mi? Dostunuz!
    Dostunuz var mı? Kadın ya da erkek... Hiç fark etmez. Gerçek dostun cinsiyeti olmaz. Paylaştığınız birileri var mı? Var ise mesele yok. Yok, ise, gidin bulun hemen! Sırlarınızı paylaştığınız. Özlediğinizi açık yüreklilikle söylediğiniz. 'Canim benim! .. Dediğiniz... Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz, sıcacık biri...
    'O'nu görmediğinizde yüreğinizin 'pıt-pıt' attığını hissettiğiniz, bir dostunuz var mı? Dert ortağı, sohbetlerinizi paylaştığınız, yalnızlığınızı anlattığınız, sevincinizi hisseden biri... Yalnız kaldığınızı düşündüğünüzde, birilerine öfkelendiğinizde, sevdiklerinizi özlediğinizde, hayal kurduğunuzda yanınızda o var mı?
    Sizi hiç yalnız bırakmayan biri... Cesur, sempatik, azimli, kararlı,...
    Arayan, soran, 'Seni özlüyorum' diyen biri. Böyle bir canlı ile her şeyi konuşabilir, paylaşabilirsiniz. Yanıltmaz! Anlayışla karşılar her şeyi... Hataları, günahları, sevapları, her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla... Hiç yalnız kalmazsınız nitekim... Böyle bir dost bulmak için fazla bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıka gelir zaten. (Elektrik olayı...) Bir gün bir bakarsınız karşınızda... Bir de bakmışsınız sımsıcak sohbetler, derin konular, sırlar, paylaşımlar... Kimseye söyleyemediğinizi, en yakınınıza anlatamadığınızı, geçmişteki izleri, geleceğe dairlerinizi, sadece ona anlatır olursunuz. Kadın, erkek Bir dost bulun! Ama gerçek olsun. Aradığında isinizi değil, sizi soran... Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kiracınız olsun. Anlatsın, konuşsun, açık, seçik, korkmadan yaşasın. Güvensin! Cinsiyeti olmasın! Bir kartal kadar haşin, bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun. Doğruları söylesin. Gerçekçi olsun. Yanıltmasın, kandırmasın! İçten, sevecen, sempatik, sevdaları, özlemleri anlayabilen biri olsun. Anlasın! Ağzıyla değil, gözleriyle ve kalpten konuşsun. Yaşasın! Doya, doya yaşasın, doya, doya yaşatsın. Beyninden değil, yüreğinden versin. 'Olsun varsın! Paylaşırım.' desin. Bir dostunuz olsun. Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın... Dost olsun! Ama... Gerçek bir dost..
    D O S T C A K A L I N...

    Cevap Yaz
  • İrfan Yılmaz
    İrfan Yılmaz 30.12.2008 - 17:38


    Sevgili Kardeşim sayın: Nesrin Naz'a sevgi ve saygılarımla...

    Günlerdir antoloji'deki kardeşlerimin şiir sayfalalarına birkaç cümlelik de olsa bir yorum düşebilmek gücünü kendimde bulamadım. Televizyonda izlediğim haberlerde insan ruhunu derinden yaralayan savaş görüntüleri ister istemez insan aklına cevap arayan bazı soruların takılmasına sebep oluyor. Bir şeylerin yanlış gittiği kesin!

    Çocukluk günlerimde gazetelerde boy boy resimleri çıkan Moşe Dayan ile Cemal Abdül Nasır döneminden beri Filistin Sorunu çözülemiyorsa bir şeyler yanlış gidiyordur veya bazı güçler bu sorunun çözümünü istemiyor demektir. Bu da varlıkları ve iktidarlarının devamının bu sorunun var olması ile mümkün olduğu kuşkusunu beraberinde getirmektedir.

    Aklımın hafıza süzgecinden geçmişe doğru tarih sayfalarına kısa bir yolculuk yapıyorum: Ortadoğunun Haçlı Seferlerinin akınına uğradığı dönemde Sultan Selahattin Eyyubi'nin savaşta yendiği Hiristiyan askerlerine gösterdiği şevkat ve merhameti düşünüyorum. Aslan Yürekli Rişar'ın hastalandığında ölüm döşeğindeyken Sultan Selahattin'in kendi hekimini gönderek İngilizli Richard'ı tedavi ettirmesini düşünüyorum. İnsan ve toplum sevgisini kendine destur edinmiş, kendi kişisel çıkarlarından gönüllü olarak vazgeçen, ömrünü insanlığa adayan Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşı Veli ve daha nice gönlü insan sevgisi ile dolu tarihin yüce bilge ve şahsiyetlerini düşüyorum... ve Osmanlı Dönemi : Sadaka, fitre ve zakat vermek için bir tek fakirin bulunamadığı Sultan II. Murat dönemi, kırk altı yıl adaletle yönetilen bir bir imparatorluğun Kanunî Sultan Sultan Süleyman dönemini düşünüyorum.

    Bir de zalim diktatörlerin dönemlerini, insan ister istemez düşünmeden edemiyor. Önce kendi halkının en sonunda da kendisinin mahvına sebep olan zalim diktatörlerin isimleri yazmaya gerek görmüyorum. Bunları zaten biliyorsunuz.

    Bir şeylerin yanlış gittiği kesin: Eğer ki; bir zamanların iki kutuplu dünyası tek kutuplu dünyaya doğru gidiyorsa, birileri Dünya Ticaret Merkezinin de aralarında bulunduğu İkiz Kuleler ve Pentagon gibi stratejik öneme haiz hedeflere yolcu uçaklarını canlı bomba niyetine kullanarak saldırı emrini verebiliyorsa, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Filistin, Afganistan, v.b... Dünya'nın dört bir yanına barış, kardeşlik ve huzur hakim olamıyorsa, Eğer ki iletişim çağında geldiğimiz günde dünyanın gündemine Küresel Ekonomik Kriz diye bir kavram giriyorsa bir şeylerin ters gittiği kesin...

    Üretime teşvik edilmeden, kısıtlı imkanlarına insanın aklını alan çarpıcı reklamlarla lüks tüketime alıştırılan ve kredi kartı mağduru konumuna düşürülen vatandaşlarımızın sayısı: On sekiz milyon kişiyi geçti ise bir şeylerin ters gittiği ülkeyi tasarladığı bir yöne götürme gayreti içinde olduğu kesindir.

    Dünyanın yarısı açlık ve kimilerinin vahim iddilarına göre bilinçli olarak topluma bulaştırılmış soy kırıcı hastalıklarla yaşam mücadelersi verirken, kimi ülkeler aşırı beslenmekten Kolesterol, Trigiserid yüksekliği gibi obezitenin kaçınılmaz sonucu kalp ve damar hastalıkları ile uğraşıyor ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar için ayrılan toplam ödenek; dünyadaki bütün açları doyurabilecek bir bütçeden daha fazlasına sahip ise bir şeyler ters gidiyor demektir.

    Güzel yurdumun eli öpülesi güzel insanları işsizlik ve gizli açlığını onurundan dolayı kimseye sezdirmeme çabası içine girdiyse, Yirmi beş yıllık hekimlik hayatımda muayenehaneme utana sıkıla gelen dilencilerin sayısı; parası olmadığı halde bir tek hastayı kapıdan geri çevirmemiş olmama rağmen, gelen hasta sayısından daha fazla ise birşeyler ters gidiyor demektir.

    Şimdi hayırlısı ile yeni bir yıla giriyoruz. Televizyon haberlerine bir göz atınız: Bir yanda bombalanan yerleşim yerleri, kucaklarda hastanelere taşınan yaralı çocuklar, Gözü yaşlı melek yüzlü anneler, Feryat eden babalar, elinden hiçbir şey gelmeyen ak sakallarına inci gibi gözyaşı süzülen dedeler; öbür yanda yeni yılı nasıl kutlayacağının şakınlığına düşmüş, büyük alış-veriş merkezlerinde çılgınca alış veriş yapan insanlar.

    Gönül isterdi ki yukarıdaki satırların yerine Dünya'mıza barış kardeşlik ve huzurun hakim olduğu satırlar yazılabilseydi. Her ulus kendi gelenek ve göreneklerine göre kendi yurdunda özgürce yaşabilseydi de başka bir ulusun sömürü ve siyasi direktiflerine maaruz kalmasaydı.

    2009 YILI 'nın bütün Dünya'ya barış, kardeşlik ve huzur getirmesini, savaşların son bulmasını, insanların özgürce üretim yapıp âdil bir paylaşım yaptıkları bir ekonomik yapıya kavuşmaları dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.

    Yeni yıl siz değerli kardeşime, sevdiklerinize ve sizi sevenlere mutluluk getirir inşallah.

    Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerim ile muhteşem eserinizi tebrik ediyor kalemizin daim olması ve her dem güzelliklerin altına imza atması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.

    Değerli sayfanız aracılığı ile bu yazımı okuma zahmetine katlanan sevgili antoloji üyesi ve antolojiye misafir olan kardeşlerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 30.12.2008.

    Dr. İrfan Yılmaz.- TEKİRDAĞ.

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz 29.12.2008 - 20:18

    Bu yüreğimin ilk yanılgısıydı…
    Acı çekti yüreğim, ağladı, kanadı, acı çekti işte…
    Bunun son olması için dua etti durmadan.
    Şimdi yüreğim sargılarıyla korkuyor tekrar yanılmaktan !.
    Korkuyor işte tekrar masallara kanmaktan…

    Şiirsellik, duyarlılık ve gerçekçiliğin yanında, güzel dilimizin yetenekli kullanılması ne kadar güzel anlatım. Şiir her okuyanın anlayacağı düzeyde. Şiirde tek bir abartı, yersiz kullanılan tek bir sözcük yok. İşte ben, bu denli güzel olanlara şiirdir diyorum. Çok güzel... kutluyor, başarılar diliyorum...+10

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir 29.12.2008 - 20:10

    Masallardan gerçeğe geçiş acı veriyor işte. Kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Melek Ayaz
    Melek Ayaz 29.12.2008 - 15:26

    Masallardan herne kadar korksakta, yüreğimizde yarattığımız masallardan vazgeçemiyoruz, vazgeçmiş olsaydık, yüreğimizden kalemimize masallar akmazdı...sevgiyle kutluyorum kaleminizi...güzel masallarda kalmanız dileğiyle..
    melek ayaz

    Cevap Yaz
  • Yakup İcik
    Yakup İcik 29.12.2008 - 15:22

    sahi masallarla büyümeyen kim var? sanmiyorum her insan cocuklugunda masallardan ögrendigi sicacikligi sürecek bildi daima, amma velakin; zamanin kucaginda felegin tokadini yiyince bir cok seyin masal olmadiginin farkina vardi, tabi, artik altin tasta sunulu masallaradaki bir yasam degildi gercek yasam...

    saygim daima Nesrin ögretmenime ;)

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta