Sen yıllardır içimi acıttığın
Hasretinle beni yıkıp yaktığın
Gözlerini kayboluşuyla
Dünyamı altüst ettiğin
Beni vurduğun
Yüreğimi kanattığın
Soğuk bir şubat akşamında
Beni ayrılığa mahkum ettiğin
Yok oluşunla beni de yok ettiğin
Sen;
Başımın belası!
Neden? Niçin?
Çekip gittin sebepsizce…
Hangi şımarık sevgi neden oldu bu ayrılığa…
Hangi bela aldı seni benden…
Hangi rüzgar sebep oldu kayboluşuna…
Hangi fesat…
Hangi çığlık…
Hangi direniş…
ah sen!
Başımın belası!
Bu nasıl cüret
Bu nasıl kargaşa Tanrım!
Nasıl aldılar seni benden…
Kim? Neden? Niçin?
Ah, şimdi allak bullak olmuş aklım.
Boş bir meyhaneye gitsem
Dağıtsam her yeri
Yıkıp savursam; masaları, sandalyeleri
Ne çabuk hissettirdin sensizliği... Ne çabuk!
Sen;
Başımın belası!
Sen yoksun şimdi
Her şey bir film misali
Bir kopuşun olurdu yel gibi
Acı, üzüntü, hasret…
Bir anda doğardı,
Gözlerimiz dolardı
Kendimizi tutamazdık
Bir çocuk gibi ağlardık.
Sonra sımsıkı sarılıverirdik birbirimize
Benim tek çarem olurdun
Sensiz yapamıyorum
Nereye gitsem bir hayal gibi peşimdeydin önceleri
Peki şimdi... şimdi nerdesin?
Başımın belası!
Ve şimdi sen yoksun
Bir sensizlik çökertmiş yüreğimi
Birde bu sahte haykırışlar…
Sen özlediğim
Sen taptığım
Kadınım…
Sen yıllardır gözyaşı döktüğüm
Tek çarem
Kara sevdam…
Sen yok musun sen; ah!
Başımın belası!
Bir kuru inada çekip giden
Beni böyle; bu halimle terk eden
Sen benim özlediğim
Sevdiğim… kadınım…
Ben seni yüreğimin en yangın
En kutsal köşesine kazıdım
Bir kurşun misali içimi acıttın
Ve sen yıllardır kalp ağrım
Sızım, acım, derdim...
Ah! Sen;
Başımın belası!
Sen sevgini öyle işlettin ki içime
Bir “ah” çeksem dağ taş yıkılır
Bir “off” çeksem azgın sular bir anda durur
Bir “unut” desem;
İşte o zaman...
İşte o zaman…
Yıkılır bu şehir…
Yıkılır bu dünya…
Yıkılır bu narin beden
Dayanamaz bu sensizliğe…
Ya bir çılgınlık yapar
Birini vururum sen diye,
Ya da tetiği çeker kendimi vururum;
Sen yoksun diye…
Çünkü sen bu cana ihtiyaçsın
Yeni bir günün ihtiyaç duyduğu gibi aftaba(güneş)
Yeni bir gecenin ihtiyaç duyduğu gibi
Aya… yıldıza
Benimde, benimde sana ihtiyacım var,
Nerdesin;
Başımın belası!
Sen içimin ağrısı
Başımın belası
Neden bırakmıyorsun peşimi
Nereye gitsem sen
Nereye baksam sen
Her yerde sen…
Hep sen… hep sen…
Nesin sen?
Ah! Sen;
Başımın belası!
Gideceksen git artık be…
Bu acıyı her gün bana tattırmaya
Mecbur musun sen!
Her gün içimi acıtıyorsun.
Ya gel insan gibi sev
İnsan gibi davran,
Ya da çek git unuttur kendini
Bu bendeki seni de al ve git
Çık dünyamdan, kendini aratma bana
Hırpalama artık yüreğimi ne olur..!
Çık git; çıkma bir daha karşıma
Başımın belası.
06.05.06
Sabır ÇelikKayıt Tarihi : 13.4.2011 11:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sabır Çelik](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/04/13/basimin-belasi-14.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!