Günbatımı sessizliği...Güneşin yusyuvarlak,turuncu,kırmızı, karışımı olağanüstü güzelliği...Koyu lacivert bulutların yavaş yavaş o güzelliği gizlemek istercesine gökyüzünde süzülmeleri...Her şair anlatmıştır bunları mısralarında...Zaten ben tasvir edemem bu güzelliği...Bir akşam üzeri vaktini bu işe ayırmamış olan da tasavvur edemez.Ama sanmıyorum böylelerinin olduğunu.Her insan bir kez olsun seyretmiştir ömründe,bu olağanüstü güzel günbatımını...Bu güzellik beni nasıl etkiledi...Ne derin düşüncelere daldım...Uzun zaman olmuştu ufkun bu kızıllığını seyretmeyeli.Sayfa çevirip baktım da Eylül_94'te yaşamışım böylesi duyguları bir de...Yoksa o zamandan beri hiç seyre dalmadım mı ben...
Ve bugün bayram arefesi...Bir şiir yazayım dedim olmadı,sanat müziğine daldım ben de...Hislerime uydu,hoşuma gitti söylediğim klasikler...Yine de yetmedi bunlar.Bir şeyler yazayım diyorum.
Çocukluğumu,şimdiki öncesi okul yıllarımı,tatilleri,köy anıları,tanıdığım insanlar,tanıtılanlar,kardeşlerimle birlikte büyümemiz,gelişmemiz...Düşüncelerimiz,beklentilerimiz,hayallerimiz...Ve yaşadıklarım...Kendi adıma tam on sekiz yıl...Ne kadar uzun...Büyüklere az geliyor ama ben her geçen günün,konuştuğum her insanın,düşüncelerimi olgunlaştırdığını hissediyorum.İnsanın ideallerinin şekillendiği yıllar bu yıllar...'Ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın,ilk yirmi yıl ömrünüzün en uzun yarısıdır'diyen düşünür diyorum aynen benim gibi düşünmüş.
Düşünebildiğim için mutluyum.Keşke lisede yaptığım konuşmanın metnini saklasaydım.Öğrencilerin anlayamayacağı dilden konuşmuşum.Evet,onlara düşünün demiştim.Çünkü 'düşünen insan maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordur'O gün gerçekten bambaşkaydı duygularım.Her şeye rağmen güzel şeydi başarmak...Her şeye rağmen diyorum çünkü okul birincisi olmak değildi benim başarıdan anladığım,hayatı bilmekti,evreni bilmekti,daha da önemlisi kendini bilmekti...Bunun öylesine farkındaydım ki...Hayatı bilmekse Allah'ı bilmek...Tüm sevdiklerim bir gün toprak olacak.Herkesin bildiği bir gerçekse de bu,yalan gibi geliyor insana...Zorluyorum bazen kendimi fakat alamıyorum aklımı dünyevî fikirlerden...Ben başarmak istiyorum:'Mutlu olurken mutlu edebilmek...'
Başarmak nedir? Belki,bir gün öncesi olsun,on yıl öncesi olsun; insanın yaşadıklarından pişmanlık duymamasıdır'Herkes payına düşeni yaşar'Bu bilinmeli...Zorlanmamalı kader...Belki de istenilmeden kırılmış kalpleri onarabilmektir en güzel şekilde.Yeryüzünde bir tek kimsenin kalbi kırıldığında arş titrermiş.Öyleyse sadece ben bile gün değil anlar boyu kaç kere titretiyorum arşı.Evet anladım galiba.Kalp kırmamaktır,gönül yıkmamaktır,arşı titretmemek için elden geleni yapmaktır başarmak...
'Bir kez gönül yıktın ise,bu kıldığın namaz değil...
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil...'Y.Emre
19 Şubat 1996
Kayıt Tarihi : 10.10.2007 14:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
.............................................................
İşin ÖZÜ burası......
Çok güzeldi çok ...
Kutluyorum ..
SEVGİLER...
Başkalarının mutluluğundan kendine pay çıkaran insan, en mutlu insandır. GEOTHE
'Bir kez gönül yıktın ise,bu kıldığın namaz değil...
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil...'Y.Emre
YÜREĞİNE SAĞLIK NE GÜZEL ANLATMIŞSIN, GRUBA GÖNDERDİĞİN ŞİİRLER İÇİN YORUM YAPACAKTIM. AMA ONLAR KAYBOLUP GİDECEKLER EN İYİSİ SAYFANA YAPAYIM DEDİM.
TÜM YORUMLAR (9)