Terör, saldırı yersizliği anlaşılırlığı diyerek
Benimsemekle ardına ekleme daha bari
Çekmem parmağımı diye karartı senliğini
Kendini yaralamakta bu devamlılıklara
Bir mesaj temizliğine bu imtinalığına
Günaha ortak olmayacağım ile bakıyorum
Temiz bir mesaj ile bir başarı dileğinde
Anla artık bunu bari kendi hatırına
..
Türk milleti bireyliğimin vatandaşlık hakkına, düşünme zamanı misafirimdir: hukuku, vicdanı, ödevi, görevi, sağlığı, güveni, inancı özgür ve mutlu! Suç ise işlenen, toplumun huzuruna gölge olamayacak kadar, özgürce cezayı haklanmayı bilmeli.
Türk varlığım, bireyliğimi vatan bütünlüğünde yücelmektir! Bu hakkımın efendisiyim bilincini taşıyan hür sözüm: Yüce Türk milleti adımdır benim! Milletin refahı ve huzuru yaşam kaynağım! T.C. vatandaşıyım! Atatürk benim vatan yüreğime başöğretmenim! Allah benim ruhumun sahibi, vatan şahitliğime öz güvenim! Eğitim ve güvenimdir vazgeçilmezlerim! Ulus dilim Türkçe, ulus varlığım Türk milleti ve bütünlüğüne bölünmez vatan birliği ödevim! Atatürk benim, uygarlık tarihi ve geleceğim ebedi! Allah benim, elçileriyle yaşam gücü eğitimi peygamber ocağım! T.C. Atatürk ve Ordu sevgisi varlığımı saygı koruduğum vatanım! Budur insanlığa ilerleyiş bilincim!
Misafirler gelir gider, özü yaşar ebedi! Kötülükler olabilir, kötülükler yöresel belireceği ile, kötülüğü yok etmek diye, düşünmeye sağduyu önemi kazandıracak hayra yönlendirme yeteneğimi emeğe birleşmektir. O bunu dedi, şu bunu etti dağınıklığı ulaşılmak istenendir veya ulaşılacak olacağı haldir. İroniyi severiz. Medeniyetimiz aşk medeniyetidir. Bu huy ve hallerin, sempati ile antipatiliği ve tekrara düşkünlük doğasıyla antipatiliği anlatmak hep önem ve hep olay hali düşünülerek anlamıyla kazandırılmalı. Kötülüğün bir kaçı vazgeçebilir hali istisna olarak bilineceği gibi. Eğer tecrübe edinildiyse, devamına ve bir başka yörede de önlenmesi için haberdar olma bilinci yaygınlaşmalı…
Ezberci değil, vicdan eşliğinde de düşünen olmalı. Kural üretimi kadar, kanun hazırlığı önlemi kazandırılmalı. Kurala dikkat ve kanuna uymak terbiyesi sürekli eğitim korunan bir hissiyat olarak güçlenmeli. Anayasa hep taze aşk heyecanıdır! Aşk tartaklatmaz kendini! Bireylik duyarlığı için millet sevgisi hep öncelik olacak!
Bu vatan fedakârlıkla yaşar! Ya hepimiz ağlar, birlikte güleriz
……………………………..Ya hepimiz güler, birlikte ağlarız
..
CHP başkanlığına ikinci adaydı sayın Haluk Koç. Fahri olarak çalışmaya teşekkür duygusuyla karşılanacak bir yeterlilik ile ekmek parası kazanmaya benzetildi bu amaç. Parti çalışmaları neye benzemiş olduğu, bugünkü hükümet ile sırtarıyor her hali… Sabret Cumhuriyetim…
Yalvarıyorum Üniversitelere, bir çocuğumuzu sunun bari başkan adaylığına!
Bu devran gitmeyecek hiç böyle. CHP’nin değişim isteği sadece başkanlık yetersizliği. Sayın Baykal’dan özür dilettirecek tekliflerdi şimdiye kadar. Sayın Baykal CHP ruhuna saygın emeği veriyor zaten, bütün içtenliği ile. Ondan güçsüzü gelsin diye başkan değişikliği dilemedi meclis ve o meclisten saçılan yoksulluğu sabırla seyreden Türk milleti. Sabret Cumhuriyetim…
Yalvarıyorum Üniversitelere, bir çocuğumuzu sunun bari başkan adaylığına!
Halk, donanımlı düşüncelerin CHP'ye desteğinden, katkılarından değil endişe etmek, teşekkürünü bir an olsun aklından çıkarmıyor diye inanıyorum. Bu destekler, katkıların aynısı bir üniversite gencimize verilse, bu metaneti başarı onurlandırır. Hatta hem endişe etmem, hem cesaretim var buna! ... ruhun sesini duyabilmeli, sözün de ruhu var, onu duyabilmeli. Konuşanları dinliyor ve burkulan yüreğimi susuyorum içime. Bu programlarını başarıyla yürüten gençlerimize teşekkür etmeye canlanıyor yüreğim hemen yine. Teşekkür ediyorum bu değerli emeklerle dolu tv kanalları ve emeklerinde samimi, uzmanca hatta, sohbeti ışıklandıran düşünceler güzelliğine… Sabret Cumhuriyetim...
..
Vatikan insanlığa azap kurumu. Yeryüzünde insan ticareti hiç azalmadı, önlenemedi. Kadın, çocuk, erkek satışı ve kaçakçılığı esir kampı namını korudu. Bir istatistiğe göre (4 ocak 2009 tarihli Stern dergisi, Almanya) : Bir tek beden satışı ile 79 000 Dolar yıllık gelir sağlanıyor, satılan beden sayısı ise ülkelere göre 10 000 ile 975 000 arasında. Gelir toplamı ürpertiyor. 30 milyar dolar yıllık bir düzenli gelir kaynağı…
Esir işçiler bunlar. Bu bir işçiliğin diğer alanlarını düşünmek zor geliyor vicdana, araştıranlar sağolsun, varolsunlar. Ne zaman bir silah buluşu olsa, seçilen denek toplumlara uygulanıyor serkeşçe. Hiroşima, Nagasaki, Filistin bir türü, Irak, Afganistan, Afrika diğer türü… Silah ve işkence sömürge saltanatı, insan ise bilim, ilim kaynağında düşün birimine toplu değeri ile bilgilenme sanatı. İnsan sanat varlığıdır, şeytan sanatı ateş ile yakan. Belki bu yüzden yakılmıştı onlara bu aynı ateş ve ‘soykırım’ diye adlandırılan insan ayıbı. Yahudi hukukta boğuluyor, insanı ise hukuksuzluk boğuyor.
Beden gibi dünyanın da dörtte üçünü su oluşturuyor. Vatikanın toprak, mülk varlığı yeryüzünün dörtte üçünü aştı belki. Putperestlik çağı paraperestliğe dönüştü beş bin yıldan bu yana varılan çağ dönüşümü olarak. Çocuklarımıza paraperest bir yarını emanet bırakabilecek miyiz? İnsanlık deyimi böylece yerini şeytan şeytanlığının uzmanıymış demeye bıraktı.
Hukuk yürürlüğünü korumalı
Obama’ya başarı dilemek yetmez ki
Her ülke Tarikat’ını kontrolde tutmayı bilmeli. İnsanlık insan yaşamını bile koruyamıyor, nükleer enerji bataklığını, pardon, nükleer enerji santralını kurar ve denetlerse eğer tehlike de olmayacakmış. Ne ilginç savunma değil mi? Yıllarca deneyimdeydi, neticesi belli halbuki…
..
Ne okursak okuyalım, ne görürsek görelim, ne duyarsak duyalım, ne söylersek söyleyelim hepsi birer gerçeklerdir şüphesiz ve bilinecektir bu gerçekler… ve bu gerçekler dahilinde düşünüyor olduğumuzu da, sorumluluğun var olacağını da, diyebileceğimiz bir değere taşıyabilenler olacağımızı da, bilelim ki düşündürecektir… ne yaparsak yapalım an'ında buluşmak denilendir bu, çatışmaya sürüse de...
Ne yaparsak yapalım kavramında 'buluşma anı' olacağıyla, buluşacağız o an'ında ve bilinmeli ki, incelikler bırakmaz yakamızı… burası bir biz varlığıdır… ‘boynumuz kıldan ince’ denilendir bu kişi ve buluşma olan kişiler varlığı… kişinin ben sağlığı gibi buluşmanın biz sağlığıdır bu yakamızda taşıdığımız incelikleri… buluşmak için Havva ananın Adem babaya Selam varlığı, Allah’ın lütuflarıdır… Selamın Allah'a ulaşması için yaratılmıştır Havva anamız Adem babamıza... düşünceler kısır değildir...
Allah tek! İnsan aşkına hayranlığını aracılayacak olan bu Selam varlığı, Allah aşkıdır aynı zamanda… hep çifte çifte değerler bunlar… Güzelliklere şansımız tek değildir böylece… Güzelliği bütünleyecek varlığımızdır tek Güzel Allah ve oku güzelliğine işaret eden Kuran… Güzel oku varlığıdır: güzel anla, güzel düşün, güzel duy, güzel gör, güzel söyle…
Böyle biliyorum diyebiliyor olduğuma göre, artık hayat laboratuarıma merhaba diyebileceğim… her merhaba beni bazen okşayacak, bazen ihtar edecek, bazen öteleyecek, bazen içime götürecek hep ama sık sık, bazen hayret bakışları okşamayı öğrenmiş olduğumdan incinecek, öyle mi öğrettim diye: bir bebeğin hayret bakışlarıyla, bir saldırının, bir felaketin, güç benim elimde bir cinnetin yarattığı arasında uçurum düşünülecek… hep hayret karşısında bir merhaba hakkıdır bu daha sadece… hayret duyarlığımızı yaşatabilmeliyiz… evet + hayır = hayret midir? formülü kuşatılamaz…
Ne iyiye, ne kötüye kuşatma başarı olamamış, olamayacaktır gerçeğinin acısıyla yüzleşebilmeye büyüyeceğiz ama… iyilik, ağır olan refah ve huzur kıtlığıdır, ki makbul olan iç ve dış dengesidir… yurtta ve cihanda bir barış kıtlığını insanlık duyarsızlıkları her yüz yıl kambur olmuştur uygarlık sırtına… iyilik zahmetinden yorulan çabuk katılır kötülüğün basitliğine…
..
İnsanlığı uygarlığa taşıyan heyecandır, toplumlarla uygarız
Doğru mekanda doğru zamana gönül duyarlığıyla aşıklarız
CHP’nin üçlü adayı yürekli ve yürekten hoş gelişle vardınız
Yüreğimin suyu duru, asillik huyu adillikle serinledi, var olunuz!
Hukuksuzluk hakkını isyancılık da yorulanı tanı diye duyurmaya
Vatan, millet uğruna selam olsun yürekten yürekli emek hakkına
Sarıyer beldemizin adaylığına şifahen ve nükseden sağlığıma
Hazırlanıyorum duygusu coşuyor bile bu bir aşkın emektarlığına…
..
Öylesi böylesi şöylesi dedi sanki hep laf dizdi
Bugün gidiyor işte dün sanki niye gelmişti ki
ABD bir sorumluluk Bush ise bir kişi, ama sorumluluk ilişkisi
Dünyanın kaderine de serkeşliğince hükmetti…
Geldiği gibi gitti denilmeli deyişleriyle yeterlenmemeli
Yerine gelecek kişi için başarı dilemek insanlığın çünkü ödevi
ABD bir sorumluluk Obama ise bir kişi, ama sorumluluk ilişkisi
Dünyanın hayrına dönüşüm payını emek bilinçlenmeli…
..
Bir ülkeyi politikasıyla konuşabilmek
Toplum birimleri olarak yeterli midir?
Milli birlik bayrak yükseltmeli değil mi?
Hangi okuldan kim, mezuniyet, başarı ne ile?
Korunmayı bilmek niye? Kimdir yazar?
Ne yer, ne içer, ne eser, nerede gezer?
Sevmek, kendine güven değil miydi hem?
Zihinsel, koşutsal, uygulamsal düşüncelerde
Özgürlüklerden birer birimler ise ve laiklikte
..
O sendeki aşk olmasa coşkulu hevesinle
Yaşamam sensizliği bir tek an bile
'Açıp kollarımı iki yana' bekleyişim de
Hiç eksilmesin diliyorum sevdiğim seninle
Bu coşkuların tadında emekliyorum ancak
Hep bağımsız o emeğinde seviyorum seni
Sevdiğim güzellik gıdası bu dilek eşiğinde
Hak verili ve verimli emek değerlerine
..
İslam`ı İslam`la, kardeşi kardeşle vurdurur, din çoğaltır lakaplarla
Cemiyetin en küçük bireyidir Aile, çarpıtır bütün anlamlarıyla
Kendi kanadına güven başarı anlatılır da
..............................Uyuturlar ulus yüceliğinde yükseliş anlayışına
Görenin görmeyene bakışı, her çağın çocuk yaratığı der de, saptırırlar
Bilgi kirliliğine laf züppeliğidir soysuzluk süslemesinde soylular
Nankördür, iftira huylu ve inkarcılar....
Allah güzel, Kuran oku demektir, anlamaktan huysuzlanırlar
..
Siyasi eleştirilere büyük bir zevk, duygu ve duyarlıkla katılan biri olarak kaçınamayacağım bir zorunluluk olarak bir derleme yaptım, diliyorum yürekten, bu canım millet bir daha incitilmeyecek... yeryüzünde insanlığı barındıran asil ve adil bir tarihin izleri olarak Göktürk-Oğuztürk-Atatürk, bu millet büyüklüğüne asil bir adillikle olgun, bilgiye yücelen her tutum, hep ilgilerimle beraber büyümüştür içimde... bu yüzden bu açıklamam...
Eğer geçerse birilerinin aklından 'Ankara sorunlarından halk bıktı, bırakalım Ankara sorunlarla uğraşsın' demeye bu cüret, geçmişin hem kendi içinde başarısızlığı, hem başarısızlığına neden kaynakları olarak her olumsuzluğu sergileyen ve bugün bu süreç sonucuna dayanan ve sonuçlanan olguları bugün;
…bir medya mantığı ile düşünüyorum: halkın hislerini karartan o perişan medyacılık taslağı, oturduğu mahallesinden öteye geçmeyen sınırlarına kendini çizmiş, simaları güzel, beyni çarpık, dili sürçük, gönlü ıssız bir kısır döngü çerçevesindeki beyefendiler, hanımefendiler varlığıyla, şaşırtmıyor beni; halkın, bin bir huzursuzluğun üstünde neden yük olduğunu anlamaya kendini sorumlayarak, Ankara sorunlarına kendim bir bakmalıyım dediği…
Peki hangi bilgiyle? Ve kaç çeyrek asır ‘ben alındım işe’ havası tek bilgi toplamıyla bir medya… O dolaşılan mahalle bir vatandı, o vatanın çevresi ülkeler topluluğuydu, o ülkeler topluluğu düşünceler değirmeniydi… Bu vatanı, mahallenin gökdelenlerinde bir dairesi gibi paylaşma mantığına, bugüne uzantısı olarak kalan, halk iletişimine sunulan (bilgi) bozukluğu ve yetersizliğine, yine de teşekkürler… düşünmeye, henüz adımlayan, halktan önce öğrenmeyi başarılarıyla takdirim sitemimdir, hüzünlü ama umutlu…
…geçmişteki siyasi yaşamı: bir medya mantığına yansıyan olgusunda görmek yeterlidir denilebilir veya denilemez hali bir gerçek ve hüzün, teşekkür duygularım asla yıpranmayacak, yüreğim hiç takdir de etmedi…
..
Kınamaya ek olarak: Avrupa televizyonlarında ne kadar bilgisi az Türk veya aslı Türk vatandaşımız varsa, onları Kürt-Türk, İslam-ılımlı din vs. gibi sorulara düşüncelerini sormaya yaygınlaşmalarını, tanıtımın bu halini iyi bulmuyorum… Kınamaya ek olarak: Avrupa televizyonlarında ne kadar bilgisi az Türk veya aslı Türk vatandaşımız varsa, onları Kürt-Türk, İslam-ılımlı din vs. gibi sorulara düşüncelerini sormaya yaygınlaşmalarını, tanıtımın bu halini iyi bulmuyorum… Onlar, halkını böyle yanıltmayı üstlenebilir, ama Türk milletine dürüst haber (acısı, tatlısı, iyisi, kötüsüyle) vicdan borcudur.
Avrupa ülkelerinde bu kirlilik sürerken, Türkiye’de Başabakan da, bu milletten ne çalarsan o kârdır, savaşmaya başlayana kadar yeter de artar der gibi: ‘bu millet çok dertler gördü, buna da katlanacaktır’ gibi sözleri sarf etmeye çekinmiyor bile… tuhaf olan, söylerken gizden bir tebessüm yayılması, toplanmış olan halka hakaretin dozajı… Senin davarlığınla, ben daha çoook gelirim insanlık yüceliği hakkından, deyişin dozajı… Firavun onları küçümsüyor, onlar alkışlıyor… Şu dilencilerin, o ülke bu emirlik gezip dileniyorlar bir tv kanalı ihalesini ödemek içindir galiba, demokrasi örtüsüyle hukuk horozluğu örtünen soyguncuların dilenci sadakası dağıtması, ilginç… sanılmasın ki, taviz aldıkça dayatıyor AB. Sadece bir anlaşmalarıdır diye bir düşünceyi önemsemeyi tercih ediyorum…
Taviz tavizi doğuracaktır elbette. İki kıskaç arasına girmeyi üstlenen AKP, yoruldum deme haklarından kendilerini soyutlamış olduklarıyla, baskı ve tehdit baş vurusuna da hakları kalmamıştır böylece. Bu ancak diktatörlük olur, demokrasi değil… Demokrasi lafları, suçlarını örtmez, kadın başını örtmekle İslam olma şartlandırması gibi. Zira, dinimiz yumuşak, sevecen saygıyla merhamet dinidir.
Tek millet, tek vatan, tek yürek, tek düşünce olmanın zorunluluğuna öncelikle AKP kusursuzca uymalı, diğer partiler muhalefet olarak bir başarı koruyabilir bu şartlarda… Gazeteci, gözlemci yetiştirilip, korunmalı. Vatanın her yöresinde her yenilik, yabancı tavsiyesi hislerini bildiren bir millet bilincine desteklenmeli. Yörelerin yaşamı yerlilerin yürek sağlığında dayanıklılık seyrettirebilir. Vicdani tutumlar sıkı kontrol gerektiriyor. Zira, vatan toprağının yüreğine kazı işleri çoktan başladı. Kişisel çıkar histerisi vatan ve millet çıkarını yıpratmaya ahlak sızlatacak bir fırsatçılık eşiğidir. Bu hükümet bunu, dış ülkelerle ortaklaşarak dayatıyor millete… yerli işçi bile hayal daha hâlâ…
Orada burada olur olmaz, bilir bilmez ve bir amaca koşullandırılmış konuşmayı destekleyen Batılı, bu Yahudiliği, karmaşa yaratıklanma histerisine yeteneğini insanlık sanabilir, kendi hakkını kendisi üstleniyor, bedelini de hesaplıyordur mutlaka ve böyle tükettiler bilgiyi, teknolojiyi sahiplenen vahşetleriyle Afrika kıtasını da…
..
Türkiye’ye, dinlemeyi anlamaya geldiğini
Hoş gelmiş, sefa bulmuş duyarlığı olsun, dileğim tabi
Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisindeki sesi
Görmeyi görünen gösterişliği değerlenmeli:
Toplum germeyi reform nitelemeyi
Avrupa komisyonu başkanı sevmiş din medeniyetini
Laik Cumhuriyetin istiap haddine veriyi
..