Deniz gözlü,başak saçlı
Lider ruhlu, özü doğru
Yenilikçi ,hemde güçlü
Başarılı vede cesur
Başka yenilik olmadı.....
Kazandığın Yurt ta kaldı....
Sen gideli pek çok oldu...........
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Anlamlı şliirinizi kutlarım... O'nu anlamayan geri kafalılar halen çölde bedevilerle yaşama yolunu seçiyor maalesef... Sevgiyle kalın...
Kaleminizi kutluyorum.
Saygılarımla.
Sevmeyenler son hız yol alırken, canı pahasına yaptıklarını birer birer balyoz darbeleriyle parçalarken böyle iyimser bir bakış açısıyla yazılan dizeler bir nebze umut kattı yüreğime...
Kutluyorum Nazire hanım...
DAR ZAMANLARDA KÖTÜ GÜNLERİMİZDE O ALLAH TARAFINDAN GÖNDERİLMİŞ BİR MUCİZEYDİ. ALLAH MEKANINI CENNET ETSİN SAYGILARIMI SUNUYORUM. EROL SAGUN.
Günün anlam ve önemi ile yine O,
Yiten yıllarda özlenen hep O...
tebrikler hocam herzamanki gibi çok güzel
Şiir yazmaya hevelenmişiniz de önce öğrenebilseydiniz. İmla hataları, sözcük yazım yanlışları sırtıyor fazlasıyla. Şiir özen ve emek ister. Bence siz buraya şiir yazmadan önce biraz emek verin. Dili öğrenin.
Samimi, içten duygularınızı saygıyla karşılıyorum. Ben şiir açısından eleştiri de bulunayım. Ortada şiir falan göremedim ben...Eğer derseniz ki 'Deniz gözlü, başak saçlı' şiir değil mi?
Bu güzel benzetmeleriniz heryerde şiir olarak kullanılabilir ama Atatürk için bunlar isim olmuş zaten.
'Herin hep boş kaldı, 'çok söylen di' ve de 'garg' ol' yazmanızdan çokta özenmeden buraya koymuş olduğunuz da ortada.
Bakın ustalardan size örnek vereyim: Sizinkine benzer bir şiiri Arif Nihat Asya Peygambere yazmıştır. İslam dünyasının ona ihtiyacını anlatmak adına bir cümlesine dikkat ediniz. 'EY RESULULLAH! KABEYE SİYAHLAR HİÇ BUGÜNKÜ KADAR YAKIŞMAMIŞTI'
Cem Karaca üstat'da sevgilisine doyamadığını anlatırken, sana doyamadım demiyor, 'HAYATTA HİÇBİRŞEYİM AZ OLMADI SENİN KADAR' diyor.
işte şiir böyle birşey.
Yorum yazmamı siz istemiştiniz. Umarım pişman olmamışsınızdır.
Saygılarımla,
Rıdvan Hakyemez
Seni seven hep yol aldı
Zavallılar yolda kaldı....
Rahat uyu , nura garg ol
Deniz gözlü , başak saçlı.......
Aslında çok güzel bir şiir yakalamışsınız; bu yüzden sizi kutluyorum... 10 puan... antolojime...
Başak Saçlı
Deniz gözlü,başak saçlı;
Lider ruhlu, özü doğru,
Yenilikçi, hem güçlü;
Başarılı hem de cesur;
Başka yenilik olmadı;
Kazandığın yurtta kaldı;
Sen gideli pek çok oldu!..
Çoook yazıldı çok çizildi...
İyi, kötü zaman geçti;
Ama yerin hep boş kaldı!..
Anlayanlar seni anladı, andı;
Anlamayan öyle kaldı;
Çok söz oldu, çok söylendi;
Seni seven hep yol aldı;
Oysa zavallılar yolda kaldı...
Rahat uyu, nura gark ol,
Deniz gözlü, başak saçlı!..
Nazire Bağlar
Yukarıdaki şekliyle şiirinizi düzeltirseniz sevinirim... Sayfama bekliyorum... Sevgiyle kalın...
güzel bir paylaşım tebrikler
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta