Seni beklerken ben
Sigarayı üç pakete hasreti ayyuka çıkardım
Rakıyla şarapla ıstırapla yıkandım
Aklıma her gelişinde ciğerlerim söküldü yerinden
Nefes alamadım, tıkandım...
Sen mi akardın yoksa nefret mi kesseler kalbimi
Seviyorum demiştin ya hani
Söylesene, harbi mi?
Gidersen kal diyemem sana
Çünkü bilirim
Bıçak yarası kâğıt kesiği gibi bir acıdır kulaklarımda sözlerin
Ama hala Mıh gibi aklımda
Kar kristali gözlerin...
Sen zarif bir Kuğunun boynu
Şefkat dolu bir annenin koynu
Gitme! Seni Çok özlerim...
Seni beklerken ben
Kuşları pencereme çağırdım
Ayrılıklara bağırdım
Tarif edemediler güzelliğini
Şairlere darıldım.
Hülasa
Yılmaz Erdoğan Ankara’ya çok yakıştırıyordu Kar'ı
Ben kâinata Seni
Ahmed Arif Hasretinden prangalar eskitti
Benim çaresiz sevdamda Prangalar tamamdı da
Yalnız kelepçeler eksikti
"Ya evde yoksan! " diyordu Cemal Safi
Sen bana yılda bir selam gönder kâfi...
Derdim Tasam Anayasam
Gel abdest alalım Meleklerin gözyaşlarından
Ve utanalım ayrılırsak
Mevlâna’nın, Leyla ile Mecnunun aşklarından...
Seni beklerken ben
Bayram sabahına uyanan çocuklar gibi erkenden uyandım
Kabusmuş oysa hepsi
Kan Ter içinde musluğa dayandım
Gözlerimde acı
Kim bilir saat sabahın kaçı...
Seni beklerken ben
Başkalarıyla Elele gördüğümde
Son bir iyilik yapıp gömer misin gamzelerine
Ben öldüğümde?
Kayıt Tarihi : 11.2.2016 12:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!