Derdilerde inanmazdım,
Kişinin nefsi, kendi başının belası imiş!
Ona ağır gelenden hiç hoşlanmazdım,
Kişinin nefsi, kendi başının belası imiş!
Hevesler bitmiyor, ömürler bitse bile,
Sermaye yetmiyor, idare etse bile,
Esefler çekiyor, kuş sütü içse bile,
Kişinin nefsi, kendi başının belası imiş!
Yalansız olur mu, azıcık ucundan ucundan,
Sanki bir gün aç kalsa, ölüverecek acından,
Hani oda yok ki tutup sürüyesin saçından,
Kişinin nefsi, kendi başının belası imiş!
Hakkını yememek lazım, zevklerden iyi anlar,
Çıkarına geldimi, baş köşeye konaklar,
Hiç toz kondurmaz kendine, beraat ettirip aklar,
Kişinin nefsi, kendi başının belası imiş!
Eh ne diyelim, devran dönsün bakalım,
Sabır deyip biraz daha dişlerimizi sıkalım,
Sevdalık yarım olmaz, cakanı sat bakalım,
Kişinin nefsi, kendi başının belası imiş!
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta