Baş Başa Şiiri - Bahattin Çakılkaya

12.11.2014
Hatırlar mısın?
Bir akşamüstü
Aklımızda başkalarıyla, baş başaydık
Manzarası çalınmış cam kenarında

Karşımızda koca binaların
Minyon evleri
İki oda, bir salon
Masa bile sığmaz iki karış balkon

Diyelim ki;
Çalar saatin izin günü
Belki hava bahar
Belki gönlünde bahar
Belki de gönlün bahar
Ya da kışın ortasında
Balkona vurmuş
Fukara güneşi var
Ve saat,
Kahvaltıyı çeyrek geçiyor
Minik bir serçe ötüyor da ötüyor
Balkon hariç
Her şey tamam
Farkına var artık
Balkondan girip
Aile saadetini çaldılar
Ömrün boyunca çalış
Üstüne üstlük çabala
Bin oda kalıcı saygınlık olsun
İhtiyacından fazlası lüks sana
Yatsın uyusun, kalksın çalışsın
Sussun otursun
Başını soksun yeter diyor
Rant tanrısı kullarına

Sokakta üç kedi
Üç köpek
İki kadın
Bir erkek
Kadınlar şimdilik uzun saçlı
Erkek bıyıksız ama sakallı
Bölgesini belirlediğini sanan
Zavallı balkon köpekleri lastik tasmalı
Henüz kırbaçlamıyorlar tasma tutanı
Kediler özgürlüğü kadar korkak
Her şeyleri sokak

Güneş
Sürrealist bulutların mimar çatlatan
Devasa balkonundan son bir kez baktı arkasına
Biraz sonra
Büyükayı, Küçük Cezve
Ve dünyadan onur konuğu bir serçeyi
Ağırlayacak balkonunda

Kedi korktu gitti
Serçe uçtu gitti
Güneş battı gitti
Çekerek götürdüler köpeği

Aklımızda başkalarıyla
Baş başaydık karanlıkta
Ben, benden akıllı yeni telefonumdan
İlk heves
Senin sevmediğin eski türküler çalıyordum
Bir umut…

Sağı solu yoktu türkülerin
Sevgi yanı saygı
Eşitlik ardı barış
İçi duygu dışı duygu
Altı üstü
Kara çalmadan
Para çalmadan
Zamana uyup
Çalıp çırpmadan
Çalarak çalışan çalgıcıların
Ekmek parasıydı
Göle yoğurt
Yoğurda kaşık
Duvara kireç çalanı vardı
Akıl vardı fikir vardı
Akıl satarken fikir çalanı
Akıl alırken fikir vereni vardı

Çakallar sofrasında ana yemek
Az pişmiş çalıntı emek
Kara toprak
Maden
Kazma
Kürek
Birde, birde
Camdan narin
Güneşten sıcak yürek
Ah o yürek, ah o yürek
Korkmaz iner yerin dibine
Dayanamaz yerin dibine inene

İki türkü arasında sen,
Maviye çalan,
Gül kokulu
Gül motifli
İrice bir mum yaktın
Titredi, ay yüzüne
Aklımı aldın bir an

Aklımızda başkalarıyla
Baş başaydık mum ışığında

Zalimi tescilli
Zulmü olağan
Ana sütü gibi
Helaldi isyan

Ama sen, sen değildin
Sen olduğunu sanıyordun
Sen olduğunu sandığının aklı
Senden çoktu
Bir yolunu bulup çeldiler
İyi de akıllım
Yüreğe fetih gerek
Vicdanın firar mı etti?
Ne zaman fethettiler?

Bir kere sen, sen olsan
Kurumazdı haznesinde mürekkep
Kana basmazdı mühür
Canların ömründen çalınmazdı zaman

Aslında sen, sen olduğunu sandığın
Sen bile değildin
Bilmiyordun
Kendi halinde
Masum bir katil olduğunu

Haklıydın!

Çünkü
Kesmedin kimsenin boğazını
Sıkmadın kimsenin kafasına
Gömmedin hiç kimseyi kanlı canlı
Yakmadın, yıkmadın
Döverek öldürmedin geleceği aydınlığı
Sustun
Ne bir türkü söyledin
Ne de türkü dinledin

Aklımızda başkalarıyla
Baş başaydık can pazarında.

Bahattin Çakılkaya