yunmadıkça gayya kuyusunda
suyunda bir kez yosun tutmadıkça
bilemez insan
yüreğinde açan kış veya
yaz yeşili midir tetik çekildiğinde
baruta söz mü keser yoksa yazgı
elbette ağlar
karaya vurduğunda küf yeşili
resmin öteki yüzünde
yaşamın sırrını çözer fresko
üstüne yürür de duvarlar
bir renk ustası biliyorum
bin yıllar ötesinden
yemyeşil!
sürgün toplar bıkmaksızın
yırtılır barutu
grinin buğulanmış teninden
umut doğurmak
yosuna seçtiği eylem
anası olmak yeşilin
ah yosun!
bir gayya kuyusu olsaydı sürgün yeri
nasıl da yeşerirdi evren
…….
(*) “Aslında biz sürgündük, çekilince tetik. Öyle de kokuyoruz, yosunlu karaya vuruşlarda. Barut gibi yeşil…” – Ömer Serdar
Not: Şiir, 2004 yılının Ekim ayı başında, onun bir yazısından edinilen fikirler doğrultusunda yazıldığı için ve esinlenmenin hakkını teslim etmek adına, önce değerli dostum Ömer Serdar'a sunularak ve onun izni alındıktan sonra kaydedilmiştir.
(12 Ekim 2004)
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 12.10.2004 10:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Naime Erlaçin](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/10/12/barut-yesili.jpg)
olsaydı gayya kuyusu sürgün yeri
nasıl da yeşerirdi evren! ...
Gönül tutkum mavinin yerini dolduramaz yeşil ama bu şiirde bir başka aktı gönlümün bir köşesine:))) Kaleminize sağlık sevgili Naime.....
'Anla ki anlamı olsun!...'
Psikolojik uzmanlıkla ilgili tavsiyeye de teşekkür etmem gerekiyor galiba:)))
TÜM YORUMLAR (6)