Bariyerlerin güldendi aşka hızlı giderken çarpıldım. Çarpılmış çarpma işlemleri yapıyordum sayısal koynunda. Bir kere bir sen benimsin bir.
-Bir ile iki arasında çiftleşen sayıların sıcak dünyasından gitmelerini hesaplıyordum.
Üç ile güç arasında kalan her sevdanın kilimi serilmiş. Gidiyordum garip çileler heybem.
-Hey be!
-Hey bebeğim!
-Yine yoksun, yine sol yanımdan akan yolların pususunda kalmış pusulular.
-Bari yerlerin ıslak, bari yerlerin içime sığınaktı. Çarpılmanın etkisiyle yüreğim parçalandı.
-Her aşk füzyonunu içinde taşır, gelirken, yaşarken parçalanmaz, giderken parçalanır.
-İşte şimdi canhıraşın gılmanıyım .
Gurbetini uçurumlarıma kuran hayatın aşk alasıyım. Ali cenap günceler büyür yürek dehlizimde.
-Susmuşum en küskün damarların kanayan yerinde. İçimde sensizliğin kanı akmakta. Vicdanımın çeperini aşana sana yaptıklarımın isimsiz resmi gözümde tutuyor.
-Ağlamalar panayırında damlalarını soran ecinnilerim suskun giyotinlerinde kesilip derman oluyor gelişlere.
-Gözyaşının bedellisi çıkmasını bekliyorum ; p’aram hazır. Sensizliğin askerliğini yaptım, uzun süre katlanamam.
-Bedelli askerliğini yapmamı hor görme. Acıların zengin etti.
Soyunup albenili benliğimi gönlüne yapıştıran ahuların “ hu “larında değilim.
-El’em üstüne elemin kaleminde kendimi yazgının yazılmayışı yaptım.
-Melek kanatlarını unutmuşsun bağrımın dallarında. Güllerine vurgulu cümlelerim varken, eksiltili cümleler kurma yanık bağrımda.
-Vurgulu bir sözcük gibi durma can kırıklarımda. Gözbebeklerinin salladığı içsel bebeğimi emzirsen iyi olur.
-Bu sensizlik çok cüce kalır, başka benliğe sığmaz oldu.
-Kedermiş günler bırakma peşinde. Geberik istemlerin içinde yaşlanmak zor gelir.
-Tutuklu kaldığım bakışlarının ibresinde hızım artıyor, yolun soluma döşeli vitesi yüreğimde bu sevda arabasının .
-Hızlıydım ve seviyordum. Çarpılmanın hız limitinde geçtim. Radara yakalandım; ama duramadım gelip gül bariyerlerine çarptım.
Polis:
-Sekizde sekiz kusurlusun bu sevdanın. Bu kadar hızlı nereye gidiyordun?
-Bu aşk yolunda neden Mevlana’dan yol pusulası sözler almıyorsun:
Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur. /Şems/
Dedim kİ:
Pusulada şöyle yazardı:
Aşkı yaşamak istiyorsan; önce yaşamayı öğreneceksin. Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin. /Mevlana/
-Ben de yürümek yerine koştum ,uçtum .
-Şimdi bu ağır yaralı yüreği taşır mı ki aşk sultanın. Cezanı çekmelisin bu gidişin.
Dedim ki:
…: İlk sevda Haritamı Yırtan Piri Reisin kızıydı bu. Öylesine gitti.
Öylesi gitmelerin ölüsü gibi. Öylesi gitmeler yatalak bir hasta gibi uzun yıllar ne öldürü ne de yaşatır.
-Şimdi yaralarımın atlasındaki renkleri yok ediyor nefret rengiyle.
Bütün renkler siyah. Üstü kalmış, üstsüz kalmış renk cümbüşümden anlamıyor.
-Ben zaten tutukluyum birisine. Ben zaten içerdeyim gerek yok başka hapishanelere.Onun göz ve ömür hapsindeyim.
-Hepsindeyim onsuzluğun.
Polis:
-Bir kereciğin zerresinde bir keren var. Bu yüzden bir kere daha yaşaman için
Yine git ona usta gibi seslen:
…:”Gel seninle bir daha ağlayalım; Yaşanmışlara, yaşanmamışlara bir de hiç yaşanmayacaklara. /Oğuz Atay/
Teşekkür edip omzunu aradım Tinna …
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 3.3.2012 17:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!