hangi dilde ölsem bugün, dedi çocuk.
törensiz!
bir uzun hava olup
serilsem er meydanına yüreğinin...
karın tokluğuna büyümek istemiyordu bir sevdaya
hırsızı belli olan bu kurguda
kaygısız
yargısız
sızısız
silkmek istiyordu korkularını
masalca çıktı sesi
bir esnese uyuyuverecekti şehir
suç üstülüğünü unutturmak istercesine baktı çocuğun barışsızlığına
uçurtmalar için değil miydi ipler?
zamanlardan belki mayıstı üstelik yetmiş iki
ipsiz bir uçurtma daha mı yetimdi
uçurtmasız ip tutan çocuktan?
bir kedi esrikliğinde dolaşmıştı zaman
kuşatılmış benliğin patilerine
oğul kokusu kapan yel fırtınaya gebeyken
ölümlerin yıkmadığı kuytu balkonların birinde
yine bir anne
sesi mayısa dönük
hangi dilde haykırsam, dedi oğulsuzluğuna
attırmadan şafağını adaletin...
kor alevlerce çıktı sesi
üşenmese tutuşuverecekti şehir
utandı bütün kararlar ak kâğıtlardan
anne okşayışına biçilmemiş miydi oğullar
eskimiş bir dizin üstünde...
zamanlardan yetmiş iki
mayıs altı'yı ağlıyordu
ipsiz bir uçurtma daha mı boynu büküktü
oğulsuz mektuplar saklayan anadan?
bütün dillerde öldü çocuk
en çok barışça duyuldu çığlığı…
Nisan 2010, İzmir
Kayıt Tarihi : 12.8.2017 00:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Talanya'dan...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!