İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal araç, sözcük, kavram ve anlam düzeneğinden ibaret olan dil, yüzyıllar boyunca insanlığın gelişiminde, çok farklı toplumların birbirini anlamasını/kaynaşmasını güçleştirmiştir. Durumun ehemmiyetinin farkında olmayan insanın, duygularına ulaşan birkaç dil, ileri ülkelerin dünya ekonomisine yön vermesine en birinci argüman olmaya devam etmektedir.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Değerli dost,
Sevgili şairim,
Şiirinizi beğeniyle okudum.
Yüreğinize salık.
Kaleminiz daim olsun.
Kutluyorum+10
Sevgi ve saygılar sunuyorum ustadıma....
İnsana dair tümceler, çok anlamlı ve duyarlıydı Gökmen Bey, yürekten kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on+)
Duygusal zekadan yoksun, empati kuramayan insanlar coklugu var oldukca ayni dili konussa da insanlar birbirlerini anlamamaya/anlayamamaya devam ederek soguk ve sicak savaslar devam edecektir..Ne yazikki duygusal zeka ve empatiyi gelistirecek ailelerin ve egitim sisteminin özlemi icindeyiz..
sevgi ve selamlarimla..
kutluyorum değerli çalışmanızı kutluyorum yürek sesinizi saygılarımla sayfamdasınız
t e b r i k l e r
Dilin önemi ne kadar önemli ki birkaç dil bilen insan o kadar insan olabiliyor..........En önemli araç................Kutlarım, yine önemli bir mesaj verdiniz. İyi bayramlar.+10
Haklısınız,
İnsanlar beyinleriyle düşünecek, düşündüklerini dilleriyle başkalarına aktaracaklardır. Şayet düşündüklerimizi dil ile değil de işaretlerle, dilin dışında başka yöntemlerle anlatmaya çalışırsak isteğimizi tam ve doğru anlatamayacağımız açıkça belili olur. Ayrıca dil sadece konuşma becerisi değil konuşmayla birlikte düşünmeyi düzenleyen, insan yaşamına daha akılcı yön veren bir yeteneğimizdir. Her ulus dillerinin gücüyle orantılı olarak düşünecek, yeteneği ve güçleri bilinen dille daha başarılı düşünme biçimlerine ulaşacaktır. Uygarlığın temelinde dil, düşünme ve iletişim vardır... Kutluyor, başarılar diliyorum... Talat Semiz...
Değerli kalem..Yazılarınız her zaman insanlara birşeyler vermeye devam ediyor ..yüreğinize sağlık...
Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara...
BARIŞIN TEMİNATI OLAN SEVGİ DOLU YÜREĞİ ALKIŞLIYORUM BARIŞIN SEMBOLÜ KALEMİNE SELAM OLSUN ÜSTADIM SAYGILARIMLA
İnsanların bir birleriyle kaynaşması bir birleriyle huzur içinde yaşamaları için dil, din, ırk gibi ayrımlar gözetmeksizin barış içinde yaşamaları gerekir.Fakat zaman zaman çıkar kavgaları barışı sekteye uğratıp onlarca insanın ölmesine yol açmaktadır.
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta