Bir kedinin tırnaklarının bıraktığı ize benzer keşkeli ayrılıklar
Barışılmadan kaybedilen bir kılıç yarasıyla yırtılır aynılıklar
Yerlere dökülür şövalye zırhında saklanan korkular
Ve Higgins’in satırlarında
Yüzümüze indirilen savaşın gerçek hüznünü unutturur eski plaklar
Tekerler dönerken plak arası yolculuklarda
Kendini göstermez parmak ucundaki ok
Papatyaların yansıyacağı o masalsı ayna yok dedirtecek cümleler dizilir ipin üstüne
Oysa Manhattan’ı kucağında taşıyan bir süs parçasıdır şövalede renklere tutunan Newyork…
Kendilikten geçileli çok oldu, geri dönmek için geç… deme sakın
Dünyanın hırçın yüzünün zıddını gösteren aynayı seç
Sonra ihtirasın tizli koynundan sökül geç
Piyano tuşlarının kıvrımındaki tınıya yaklaş
Işık aşk özünden aksın, bırak dünya dünyalığını yaşasın
Sağırlaşan, körleşen ve güçsüzlüğe giydirilen bu kez o olsun
Savaş, donuk bir resimde yağmura yenilen siyah beyaz fotoğrafta unutulsun…
Kayıt Tarihi : 5.10.2012 09:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!