Ne zaman soyunsa ağaçlar çıplaklığa,
Bırakıp gitse yapraklar dalları
Ve güneş terk etse göğü,
Dünya üşüse
Ve o tek rengin hakim olduğu
O mevsimde,
Oldu işte sonunda,
Gidiyorum bu şehirden de.
Hep böyle olmuştur zaten,
Çekip gitmişimdir
Tükendikten sonra koca bir şehir,
Beni tüketmeden.
Kabul etti her şeyi, sustu.
affetti herkesi
ve gitti..
Evresini tamamlayamamış
Ve yeşil kozaları içinde hapsolmuş
Belki de kelebek olmaktan çoktan vazgeçmiş
Yaşlı tırtılları andırıyordu
Erzurum kadınları
Şeriat yeşili erhamlarının içinde.
Otururken yine aynı kafede
Yanımda sen ve tanıdık insanlar
Dalmış gitmişim uzaklara
Gözlerim bir hoş bakıyor.
Yine aynı uzaklarda kalabalık var
esmer yüzlü insanların şehrinde,
başak sarısı şaçlarınızla
ılık bir meltem esintisi gibi
akarken görüyorum
şehrin aşağılarına sizi.
inanın bana
susmak bazen yeter aslında ifadeyi tamamlamaya
gülmekse fazlasıyla tatmin eder karşımızdakini....
ben önce sustum,
saklandı hüznüm yüz mimiklerime,
ellerim kapamaya yetmedi açıklarını yüreğimin,
damla damla sızdırdım toprağa özlemini…
Birden ışık gücünü yitirdi
Nemli, soğuk bir sis
Gölge gibi çöktü her şeyin üzerine.
Koskoca orman sustu
Ve yavaş yavaş küçüldü gözlerimin önünde.
Yalnızdım, korktum, üşüdüm de.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!