Bir yaprak döküldü,
Bir ağaç sallandı.
Bir bulut göründü,
Bir güneş söndü.
Bir damla yaş aktı,
Yiğitliğin rengi sinmiş dağlarına,
Ne kahramanlar gördü bu vatan !
Çıkamadı düşman takıldıysa ağlarına,
Nene Hatun karargâhıdır Erzurum .
Buram buram tarih kokar her caddesi,
Ey Efendim ,
Eyy beşer için nebi zişan ve serveri kainat,
Ey nebilerin, malaikenin efdali eşrefi mahlukat.
Matemin hüznü Müslüman yurdunu sarmış!
Her yerde belirsizlik, kaos ve koca bir vukuat.
Ey Kudüs! akarım sana doğru bir nehir gibi,
Sokağına bulaşmış çamura sel olmaya geldim.
Kubbetüs Sahra'daki karalar bir zehir gibi ,
Başında dolanan buluta yel olmaya geldim.
Ey yar! ey gönülleri onaran yar,
Ey gözlere nurunu barındıran yar!
Varlığını görüyorum,
bembeyaz bulutlarda ,
Vasfınla şereflendirdiğin kışın ortasındaki yemyeşil ağaçlarda görüyorum.
Ve hasret çanları benim için çalmaya başladı !
Nice hasretler yaşadım nice ayrılıklar,
Hiç birinde bu denli daralmamıştım.
Sanki gökten bir ip atılmış,
Bir ucu ayda bir ucu boynumda.
Alışılması mümkün olmayan!
Bir uçurummuş senin yokluğun.
Her an çıkıp gelecekmişsin gibi,
Kapılar hasretle baktırır.
SOKAKLAR
Yalnızlık sadece Allah'a mahsus,
Dünya zindan ben yalnızlığa mahpus.
Yürüyorum zemheri karanlıkta,
Sokaklar ıssız, hava soğuk yol pus.
Ey çehresi güneşi kıskandıran yârim!
Senin kokundur baharı güzelleştiren ,
Senin rengindir fecri kızıllaştıran.
Ve senin varlığındır Eylül’ü mutlu kılan.
Ah mahı Eylül,
En ücra dağlara bile yazdırır adını,
Bir bahar çiçeği gibi mevsimine huzur.
Cahile asla anlatamaz feryadını!
Cehalete savaş, açmaktır öğretmen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!