İstanbula değmişsin sevgili
Sende özlemişsin
Canım istanbulu
Vapurla geçmişsin Sirkeciye
Gözlerin değmiş boğazın yeşiline
Bir kız gördüm baharda
Sarışın uzunnca boylu
Oturdu maviş kız karşımda
Şaşkın, ürkek ve beyaz
Gözlerine bakınca
Kendimi göremedim maviliğinde
Yağmur bulutları vardır
Gürültülü siyahtır
Nede güçlüyüm görsen
Şemsiyemin altında
Gölgelerde dururum
Sahte ışıkların sahte griliğinde
Yalvaran bir emredişle haykırdı
“onu bırak”
Verimsiz, çatlak ve sarı
Tohumları döküldü çorak sevdaya
Acıyla incilendi
Hüzün doğdu şiire ve güne
Neydi
Ters harman aşkları yeniden yeşerten
Her sahnesini ezberlediğimiz
Yeşilçam klasiklerinde dökülen gözyaşlarımız mıydı
Eski “biz” hayallerimizi hatırlatan
Aşkı kitaplardan okuyup
Gel
Beraber geceyi gün edelim
Ayı mazi belleyip karanlığa gömelim
Geçelim kapılardan rüyalarda ölelim
Kadehleri yok sayıp şişelerden içelim
Bir avcı gibi doğru anı bekliyordu
Kestane ağaçalrının arasında
Sütbeyaz
Oda bana bakıyordu
Bir bakışın kaldı aklımda
Hani o içten, hani o sıcacık
Birde kahvaltı sofralarımız kaldı
Reçelimiz kızarmış peynirimiz
Hüzünlü ayrılıklarımız kaldı aklımda
Ucuz et pazarlarında vazgeçtim seni sevmekten
Elveda deyip gözyaşlarımla
Üzerine basıp geçtim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!