28.Tem. 2025
Sevgili Necdet Arslan dostum, neredeyse bir yıldır insanlığı sabahtan akşama değin oyalayan teselli kayığındaydık ve ölüm-kalım denizinde yüzdük. Ne kendimizi kıyıya atabildik ne denizin zevkini çıkarabildik. Konu ölüm olunca ağzımızı hep baldıran zehriyle çalkaladık. Ben o fırtınanın arasında Tolstoy'un o ünlü İnsan Neyle Yaşar adlı yapıtında ölüm üstüne neler yazdıklarını aramaya çalıştım. Buldum da. Biliyorum, ölüm üstüne yazılan hiçbir yazı (şiir, roman, öykü) insanı teselli etmiyor. Şimdi acı haberi alınca dilimde dolaştırdığım Tolstoy sözlerini şuraya yıkayım artık dedim. Çünkü ölüm üstüne yazılan her şey düşüncede ağırlık yapıyor. Can hocam, bak Tolstoy ne demiş: "Bir gün adamın biri gelip, bir yıl boyunca çatlayıp yırtılmadan giyebileceği bir çift çizme istedi. Ona bakınca arkasında bir arkadaşımı, ölüm meleğini gördüm. Benden başka hiç kimse bu meleği görmüyordu; bense hemen onu tanıdım ve zengin adamın gün batmadan öleceğini anladım. Aklımdan şunlar geçti o anda: 'Adam bir yılın hesabını yapıyor, oysa akşama kalmadan öleceğini bilmiyor.' Ardından Tanrı’nın diğer kelamını hatırladım: 'İnsana ne verilmemiştir öğren.' İnsanda ne olduğunu öğrenmiştim. Artık insana ne verilmediğini de biliyordum. İnsana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemişti."
Beni burada bağışla, senin yeni çıkacak kitabının ilk şiirindeki dizeleri düşeceğim, ki adı da kardeşinin düşeceği toprağın adıyla anılıyordu. Niksar'a ay ölümle birlikte düştü. Çok üzgünüm. Acının içinde gezinerek acıdan söz etmek öylesine zor ki... Sana kendi şiirinle (ah ki ah kardeşine adamıştın) baş sağlığı diliyorum. Acın acımdır:
niksar’a ay düşerken
-kardeşim ertuğrul'a-
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta