Ey Müslüman Arap kardeşim! Ortadoğudaki olayları ve başına gelen musibetleri bilmekteyiz. Lakin ileriyi öngörememe hatanın bu sonucu doğurduğunu kabul etmelisin. Vaktiyle Osmanlı İmparatorluğu’nu sırtından bıçaklayarak düşmanlarıyla birlik olmasaydın; bu günkü sonuca ulaşılamayacağı aşikardır. Ama ‘hasta adam’ öleli çok uzun zaman olmuştur ve tekrar dirilmesi mevzubahis bile olamaz. Genç ‘Türkiye Cumhuriyeti’ dimdik ayaktadır ve hatalarından ders almıştır. Aynı ihanet hançerini asla elinize tekrar veremeyiz. Hepimiz Müslümanız Elhamdurullah ve peygamber efendimiz (s.a.v) in ümmetiyiz.Ama artık şunu kabullenmeniz gerekiyor ki: ‘Kutsal Topraklar’ da İsrailoğulları ile birlikte kardeşçe yaşamak mecburiyetindesiniz.’Cihat naraları’ atmak yerine barış içinde kardeşçe yaşamayı deneyiniz. Hatta bu çalışkan ve ‘ticari zekası’ fazla olan insanların barış ortamında sizi kalkındırabileceğini bile düşünmekteyim.Barışın her iki toplum için de artık farz olduğu kanaatindeyim.
Ey gayrimüslim kardeşim! Bu topraklarda, bu bayrak altında senelerce nasıl huzur içinde yaşadık ise, Anadolu’yu tenefüs edip suyundan birlikte içtik ise; bundan sonra da sürdürürüz. Hem de ‘ekonomik’ alanda daha güçlü olarak. Zira Türkiye Cumhuriyeti Laik bir hukuk devletidir. Yeni bir ‘fırsatlar ülkesidir’ bunu benden daha iyi bilmektesiniz. Bu mileti koyun sannedip gaflete düşmeyiniz.Toprakları ve vatanı mevzubahis olduğunda nasıl ‘ASLAN’ kesildiğini en iyi sen bilirsin. Çanakkale’den bilirsin. Conkbayırı’ndan bilirsin. UYUYAN ASLANI UYANDIRMA’. Huzur ve sükuneti bozma. Bunun zararının en çok sana dokunacağını bilecek kadar zeki olduğunu umuyorum.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla