Nə gə də r ki, paqonlu yarasalar içə ri soxulmayıb,
Şə xsiyyə ti tə sdiq edə cə k hansısa ə liçi boyda sə nə di istə mə yib,
Saçından yapışmayıb,sürümə yib,
Aparmayıb “N” saylı bölmə yə ,döymə yə ,
Xə stə qardaşından,tə nha anandan
Və dünyadan iyrə ndirmə yib...
Nə qə də r ki,rə st düşmə mişsə n
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiir, insani bir karşıkoyuş,asil bir direniş sergilemekte meşruiyet (!) kazanmış bazı hayat biçimlerine..
Şiirin seslenişindeki içtenlik ve özgüven güzeldi..
Soma için ,somalı kardeşlerimiz için en derin üzütülerimizi ve rahmet dileklerimizi, yaralılara acil şifa dualarımızı iletiriz..
somadaki kazada ölen arkadaşlarıma ALLAHTAN RAHMET yakınlarına sabırlar diliyorum tüm türkiyenin başı sağ olsun
Başımız sagolsun
Soma'nın 'acısını' yaşıyor,'yas'ını tutuyoruz.Katılıyorum sayın Mehmet Karakoç1'a...Ekmek için tıka basa/Boğuyorlar bizi yasa/Patronu alır mı tasa/üzüntümüz dağlar gibi.Üzüntülerimle.Tüm dostlara,emek verenlere,gönül verenlere,değer verenlere selam kucak kucak! Dostlukla.(MŞ).
Teksen.
Köndelen boşqablar yığılmış şkaf dişini ağardar,
masaya serilmiş çirkli süfreye.
Qarderob boyunca asılmış şalvarlar şax durar,
yollar da acizdi faninin çekdiyi ütüye.
Teksen.
Uzunbel ketile kenardan baxsan,
çox şeye benzede bilersen sen onu: ağzıaşağı baltaya; 'h'ya.
yorulub otursan, günahkar-günahkar boynunu ireli uzatsan,
dönecek açılmış kitaba, 'k'ya.
Teksen.
Vereqi çevirsen, görersen sözlerin içinde söz varmış,
sözleri ağactek budamaq olarmış.
Misalçün, günahda 'ah' var (esas da bu imiş),
qalanı bir az ses, bir az da sessizlik.
Teksen.
Haydı uydur ardını: niyedi bu sirli elifba?
Hansı kitabı oxumaq üçündü? Kömekçün kimise haylasan,
teksense, cavabın mütleq olacaq,
üzlüyü bozarmış divarlar sesini geriye atacaq susaraq.
Teksen.
Diksinsen,
demeli otaqda senden başqa en azı biri var,
her seher tezden senden tez oyanar,
helelik çekilib güzgüye.
SELIM BABULLAOGLU
- Sen kimsin?
- Senin baban.
- Peki, Ferid'in babası kim?
- Yok.
- Neden? - ...
- Sen ne yapıyorsun?
- Şiir yazıyorum.
- Şiir nedir?
- Annenin söylediği ninniye benzer biraz.
- Annem de yazıyor mu?
- Yok.
- Peki, sen neden yazıyorsun, okusana.
- .... - Baba, Allah kim?
- O, seni, nineni, dedeni, anneni, herkesi yarattı.
- Seni de mi?
- ...
- Onlar ne yapıyorlar, baba?
- Taş topluyorlar, yavrum.
- Neden?
- Birbirlerine atacaklar.
- Neden?
- Düşmandırlar.
- Neden? -
Birbirlerini sevmiyorlar.
- Neden?
- ...
Salim Babullaoğlu
Selim Babullaoğlu+ Favori Yazarlarıma Ekle
Modern Azerbaycan şiirinin genç ve önemli temsilcilerindendir. 1972'de Ali Bayramlı kentinde doğdu. Bakü Devlet Üniversitesi Kütüphanecilik Fakültesi mezunudur. 'Tenha' adlı şiir kitabı 1996 Azerbaycan Cumhuriyeti Gençlik ve Turizm Bakanlığının düzenlediği '2003 Yılının En İyi Tercümanı1, Uluslararası M. Fuzuli Şiir yarışması Jüri Özel Ödülü / Ankara İLESAM (2004) ve Kırgızistan'ın 'Altın Kalem' (2006) ödüllerini kazandı. Onun çevirisiyle Orhan Veli (Türkiye) (Kitap halinde: 2005), Yesenin, Mandelstam, Joseph Brodsky (Rusya), Czeslav Milosz (Polonya) (kitap halinde: 2006), Auden (İngiltere) ve farklı ülkelerin bir çok şairinin şiirleri dergilerde yayınlandı. Şiirleri Türkiye Türkçesi, İngiliz, Rus, Gürcü, Özbek ve Leh diline çevrilerek yayınlandı. Azerbaycan Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası Edebiyat Vakfı Üyesi, 'Dünya Edebiyatı' dergisi başyazarıdır.
Onlarda işlerine aşık. ' Kimliğini kanıtlayacak el içi kadar senet istememişler ' çok doğru. bu şiiri beğendim. günümüz acısına uygun. sonuç bile çok değerli cümle ile bitmiş. kutluyorum. tam puan +ant.Xalide hanıma teşekkür ederim. saygılarımla.
kara düşüyor kara düşüyor
ocaklara
kömürden berrak
bir ölüm düşüyor
ocaklara
mbk
Aynen öyle Perihan hanım alın bir o kadarda beden. Acımız büyük..
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta