Anne, gözlerinden akan seffaf beyaz bir pırıltı denizidir.
bizleri umutlara boğan.
Oysa bizler senin sevginde yüzen küçük birer yaprağız,
seninle beraber heryere gelmeye hazır olan.
Gittiğin yerde senin gibi binlercesi olacak ama
yokluğunda bizim gibi onlarcası yaprak yol olmaya
Yemin törenleri düzenliyor ilkokul talebeleri.
İlk teslimiyet noktasında kıyıya vuruyor keşif tadında
mutlu sesler.
Ve ben mavi sen pembe ile varoluşunu taşıyorsun
cüzdanında ve günahların daha ağır oluyor
renklerin aşkına...
Aylardan Ekim, dışarda kar ve kömür kokusu birbirine karışmış sızdı penceremden içeri.
Aylardan ekim, zamanı gelmiş ekiyorum ayrılıkları birbiri üstüne.
Aylardan Ekim veda havası olsa gerek sert ve soğuk.
Hadi güzelim sessizliğimizi harflerle paylaşalım diyorum sana
Ben ünsüzleri almışım pek sesim çıkmıyor,
sana ünlüler kalmış çığlık çığlığa susuyorsun.
İçimde birşeyler var söylemek istiyorum sana tabiri caizse
ve caiz olmak bir tabir ise seni seviyorum diyorum.
Ama sen hayallerimin fahişesi olmuş camlara yazılıyorsun.
İstanbul'dan Bodrum'a yollar çizdim
içinde bi ummadığım sen varsın
bi martı sesleri var
bi de yol kenarı hayalleri var
İstanbul'dan bodrum'a yollar çizdim
geride kalan her adımı nemlenmiş
Soğuk ve yağmur ıslağındaki asfalt parıltıları
karanlığı yansıtmaktaydı Farkında olduğum tek şey ise yürümek yerine
geride bıraktığım her adımın biraz daha agır
biraz daha ezilmiş olduğu.Ve sen yağmur yoğunluğunda yağıyordun üzerime;
yağmursa hafiften çiseliyordu....
Bilmiyorum ben sessizken kim neler düşünüyor?
Ama sessiz kaldığımda biliyorumki
Elle tutulamıycak şeyler var içimde,
Gözle görülemiyecek..
Sadece gözlerime bakıpta düşündüğünü gördüğümde,
Biliyorumki sadece sana vermek istediğim
Gül tohumdur, gül toprak
Ve sen hayata atılırsın senin olmayan isteklerle,
üzerine gülücükler yapıştırılır, sen anlayamazsın bir başka beyaz gözlerle.
Gül yeşildir, gül tomurcuktur, toprak sıcak ışıklarla nemlenince
Ve sen tadını kaybedersin hala anlamsız, hala acımasız pembe köşende.
Gül utangaçtır, gül kızarır
Off be bugun İstanbul amma da gürültülü
birisine kızmış besbelli.ne o yoksa güneşini saklayan bulutlarınamı bu öfken?
karanlık akşamlar perdelenmiş
yapmacık ışıkların soldurduğu ıslak yanaklı, gözaltı ütüsüz.
saçları çoktan senelerin rengine bürünmüş
bu İstanbula eski adamın üstüne.
Merhaba üstad, merhaba İstanbul.
Bugun kaybettiğimde değerini anlıyacağım
birkaç şiir sebebi daha farkettim biliyormusun.
Biliyormusun, ben bugun özlemeyi ilk defa keşfettim,
ilk defa özlemekten bıktım.
Biliyormusun üstadım?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!