yutamadığın, kirpiklerinde tutamadığın,
mutfak camımızda demlik buğusu,
katıksız lokmamız olur.
gitme yarim, bu ayrılık zor olur.
yaranda acı, içinde ateş,
Bismillah der başlar söze,
Gedayı şah eder bir söz.
Kum bi iznillah der öze,
Emvatı hayyeder bir söz.
geçer kavuşmak vakti...
bu istasyondan;
ve durmaz asla...
gözü yaşlı sevdiklerin el sallar,
kavuşmak ekspresi,
bu istasyonda durmaz,
Gündüz Şems-i Rahmet'in fazlındandır bilesin,
Gecenin zulmetinden kürre-i arz sorumlu.
Karanlığı yaratır ki muhit Nur'u bilesin,
Zulme istiğrakından ihtiyarın sorumlu.
Firkatin nariyle yan da Mustafa,
Yan ki nar ile nurun ayan olur.
Aşk için cefa çek ki budur safa,
Yar ile nar mecnuna seyran olur.
Kim görürde vecde düşüp mahvolmaz,
Çok kelamı az eyle,
Vezni sakın unutma.
Kafiyesiz kısırdır,
Şiir derler bu nutka.
Bahardan yadıma kalan olmadı,
Gülümün dalında hicrandan başka.
Bülbülem eninim duyan olmadı,
Mezar-ı bahçemde hazandan başka.
Zevk ile asude safa bulmadım.
Kim barıştırdı bağrında İstanbul
Bu iki kıt’ayı ki el eledirler
Her dem uzak ufukları cihanın
Sende göz gözedirler
Hilal misal kaş mısın Marmara’da
Yırt mecaz-ı cemalini senden öte onu göster.
Bahr-i huruf içre seni kelam eden özü göster.
Ol emvac-ı tebessümün mecnun etti aşığını,
Kainatı mevce salan cezbe-i subhanı göster.
Baki cennetlerde bir huri ol sen de.
Sana tek rahmet diler bu hakir bende.
Faniyiz ne yapsak da göçer ruhumuz,
Kalmaz, toprağın yari bu dar bedende.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!