O yıl kasabada büyük bir deprem olmuş, millet korkusundan barakalara sığınmıştı.
Lisede müzik derslerine giren Nergis öğretmen de oğlu Fikretle bu barakalardan birine bir yıllık ücretini ödeyerek yerleşmişti.
Ev sahibi Şükrünün böyle bir çok barakası vardı.
Hatta halk arasında spor salonunda da çok fazla çadırı battaniyesi olduğu
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Sevgili Nimet Hanım, yüreklerimize taş gibi oturan o felâket, sizin duygulu yüreğinizden böyle dokunaklı bir hikâye olup dökülmüş.
En kutsal mesleklerden biri olan öğretmenlerimizin gönüllerimizde çok büyük yerleri vardır.
Sizi saygı ve sevgilerimle gönülden kutlarım. Hâlenur Kor
Tam puan.
Yalın anlatımınızla güzel ve trajik -nostaljik bir hikaye -üslubunuz şiirlerinizdeki gibi şeffaf su gibi içsel-dışsal tasvirleme kesit tümcesinde olsada edebi türleri yazmada da iftihar ve güven verecek düzeyde bilginiz ,kültürünüz -nesriniz sürükleyici, insanı saran bir içtenlik şiirlerinizdeki nüanslar misali, düşüncenizi derinleştirerek bu edebi türlerin denizinde ,okuyanı bir palmiyeli sahilde gezer gibi hoşnut kılıyor...saygıyla esen kalınız,selamlar
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta