Gözümde tınlayan çını, şişeler ve dalganan bir saç
Herkes garsonun adisyonunda beyler
İçine doğru açılan, kapılan kapılarda daha yüksek sesle çınlıyor şarkılar beyler
Gözümüzün önünde, sahillerindeki çocuklar açılıyoruz birlikte, sonsuzluk ve ortalarda kalmış coğrafyalar
gözümüz nerede ey Kağan
Nice sikikler
Bitiyor daha bakirler, süzülmemiş orospu çocukları dahilinde
Bu arada sana geliyorum ben ey nicelik içeren aydınlık
Aç kapılarına en zavallı şarkılarla gelen şu Tanrı sicimi kadar kuluna
Musalla gibi izliyorum seni ey kumral kızımın annesi
O sen geceni unutamıyorum
Sadece ben dahlindeki, unutmak
istemiyorum- ki Veler boşuna
Görügüsüzlük kurallarını yıktım ve aldım seni muhtaç olduğum adaptasyon
Ne kadar yalancıyız öyle senle
Sen geceyi görmüyorsun
ben onu umursamıyorum senin dallamalarınla birlikte
Fatih'in sazını çalmıyorum artık
Kafam yok insanlığın piçi sahip günüme.
Kayıt Tarihi : 15.3.2023 03:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bira köpüğünü hüpletmeden önce verdiği savunma
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!