BANA ZEHİR OLAN ŞEKER
Geçenlerde bir gün eve dönüyordum; sık sık uğrayıp belli miktarda akide şekeri aldığım dükkana girdim.Tezgahın önünde bir zatın durduğunu görmedim diyemezsem de, alışveriş ettiğini farketmedim.Beni senelerden beri tanıyan, alacağım şekerin cins ve miktarının asla değişmeyeceğini bilen dükkancı şekeri kağıda koymak için kaşığını arayıp buldu, tartarak bana uzattı.Tam bu sırada yanımda duran zat, çok tatlı olduğu kadar etkili bir sesle:
-Sıramı başkasına verdiniz; benim için şeker koyarken kaşık yerine parmaklarınızı kullandınız;
benden özür bile dilemediniz, bu doğru mu? deyince dükkancı da ben de şaşırmıştık.Dükkancının şaşkınlığı, bir müşteri kaybetmek korkusundan olabilir; fakat benim şaşkınlığım bir taraftan bu haksızlığa sebeb olduğum için duyduğum utanmadan, öte yandan da bir vatandaşın sıra hakkını bu kadar dokunaklı ve nazik bir surette istemesinden duyduğum sevinçten ileri geliyordu.Gerçi dükkancı özür diledi, ben de kendisinin şeker aldığını görmediğim yolunda çok zayıf özürlerimi ilave ettim.Benim için hazırlanan şekerleri kendisine teklif etmek fikri zihnimden geçti; derhal düşündüm:Onun mutlaka benim aldığım miktar ve nevide şeker elime tutuşturulmuştu.Dükkandan çıktım.
Yolda elimdeki şeker, sanki parmaklarımdan dökülüyor, evde şekere baktıkça içim sızlıyordu.Velhasıl o şeker bana zehir olmuştu.Fakat bütün acılıklar içinde hakkını isteyen o etkili sesin bana verdiği hazzı asla unutmayacağım.Hakkını istemeyi bilen ve ihmal etmeyen vatandaşa ta içimden minnet duyuyorum.
A.Adnan Adıvar
(Dur,Düşün,1950)
Orta okul da işlediğimiz bu okuma parçasını bugüne dek sakladığım Türkçe Dersleri okul kitabından aktardım.Bu okuma parçası hayatım boyunca unutmadığım güzel bir eserdir.Verdiği mesajlar, incelik, asalet, ders, anektot,ana fikir edinme,edebi değer açısından.Ayrıca nazikçe hak istemenin bile güzelliğinden.Yaşadığım bazı temsili misallerde önüme çıkar.
Siz antoloji okurlarıyla paylaşmak istedim.Türk edebiyatının çok değerli yazarı; Adnan Adıvar'ı rahmetle anıyoruz.Ruhu şad olsun.Bugüne dek yaşattığın bu güzel duygular için Rab'binden mükafatını ebedi istirahatgahında görür inşaallah...
Kayıt Tarihi : 22.9.2007 17:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
A. Adnan Adıvar 1881 yılında doğdu. Tıbbiye'yi bitirince (1905) Avrupa'ya kaçtı, Berlin Tıp Fakültesi'ne iç hastalıkları asistanı oldu.1908'den sonra İstanbul'a döndü, Tıp Fakültesi'ne profesör, mütareke yıllarında Osmanlı Meclis-i Mebusan'ına İstanbul mebusu oldu. İstanbul'un işgali üzerine eşi Halide Edip Adıvar ile Anadolu'ya geçti. Birinci Büyük Millet Meclisi hükümetinin sağlık bakanı oldu. Son yıllarında günlük gazetelerde yazılar yazdı. 1955 yılında öldü. ESERLERİ Osmanlı Türklerinde İlim A. Adnan Adıvar Remzi Kitabevi Bu eseri okuyanlar, Osmanlı Türkiyesinde müspet ilimlerinin XIX.yüzyıla kadar ancak 'Arap ve Fars dillerindeki ilim'in eksik ve bazen de yanlış bir devamından ibaret olup, ne muhteva, ne de metot bakımından 'Yunan mucizesi'nin Doğuya geçmesiyle aldığı şekilden ayrı bir şekil olmadığını, ama bu ilimlerin, Batıdan fikir ve metot alarak, yeniliğe doğru yürüdüğü nadir safhalar oluşmuşsa, onların önemle beriltildiğini göreceklerdir.

ELLERİNE SAĞLIK. GÜZEL BİR NOSTALJİ OLDU.
ALLAH C.C. RAZI OLSUN.
İLK TAM PUAN+ANTOLOJİ..
SELAM VE SEVGİLER...
TÜM YORUMLAR (5)