Bir martı çığlığı uykumu böldü
Uykumu böldün sen...
En katran karası gecelerde
Ayaza kesti ruhum...
Kan akıyor gecelerimden
Kanıyorum...
Sigaramdan çektiğim her nefeste
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
tebrikler..
şiirin yanağından öptüm..
şiirde duyulan sıkıntıyı gördüm.bir nevi varlığından rahatsızlık duyulan duygular ön planda.yine vurgulu bir çalışma.güçlü bir kalem.tebrikler sayın Vargün
Kutlarım şiirinizi sevgili şairim...yüreğiniz dert görmesin...rumuzunuzuda çok beğendim..
Bedenimi saran yorganım değil,
Varlığın...
En kuytusunda karanlığın,
Bir cinnet gibi hücrelerimde geziyorsun...
Bu hiçte yabancı olmayan bir duygu bana,
Hiçte misafir gibi durmayan...
Bana yaptığın bu şeyi sevmiyorum
şiirin finali bir başka güzel olmuş..yüreğine sağlık..
kan akıyor gecelerımden,,, yuregıne saglık şilan
Her nefeste sevdiğinin varlığını hissetmek ne güzel.Kutluyorum yazan elleri...Ant+10 puan.
Bedenimi saran yorganım değil,
Varlığın...
En kuytusunda karanlığın,
Bir cinnet gibi hücrelerimde geziyorsun...
Bir kişi şiir ile ve duygularla ile cisimleşirse işte böyle güzel bir şiir ortaya çıkar. Tebrik ediyorum...
Tamam sonunu düzelttik. Ama sonu düzelince bu sefer de şöyle oldu. Başı güzel, sonu güzel. Ama şiir ortadan bel verdi. 'Bel vermek' deyimini biliyorsun değil mi. Bir ağacın yatay olarak br yere koyulduğunda yamulması.
Bir de şuraya bak istersen.
Bu kısıma biraz daha olağandışı sözcükler istiyor gibi duruyor bu şiir.
Sigaramdan çektiğim her nefeste
Ciğerlerime doluyorsun...
Nefesim kesiliyor,
Boğuluyorum...
Bedenimi saran yorganım değil,
Varlığın...
Hadi bakalım kolay gelsin. Sen bununda altından kalkarsın. Görüşmek üzere.....
Yalın bir şiir, ilk dizede en alt perdeden başlayıp her iki dizede bir yükselerek sonunda çığlığa dönüşen bir şiir. Güzel. Finalde vuran şiirleri seviyorum.
Eme bir eksik var son dizelerde. Vuruyor ama öldürmiyor. Öldürebilmesi için son 3 dizenin öüne, sonuna veya ortasına biryere çığlık gibi güçlü bir dize istiyor bu şiir.
İyiye ve daha güzel doğru.
Görüşmek üzere....
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta