-sendeki kafası güzel yaraya kandım zehra-
seninle bir aynanın sırrı gibi bakışmaktayız
kırıldığımız yerden bir keskinlik uzuyor
yılgın tabiatlı nehirlerin aktığı beyaz bileklerimize
seninle belediye otobüsüne binmek gibi bir tedirginlik
içimizde terimzi çekmeyecek atletsizlikle
yani zehra, bu ten ne allasen
babanın malı gibi bizi hor kullanman ve
her nefes alışında
yüzüme ölü serçeler çarpman...
sendeki bu kafası güzel yara
onunla daha bir deli duruyor duvardaki yasa
gögsünde büyüdükçe büyüyen o muhteşem kırmızı diri
sana kimse şiir yazmasın bırak! ben yazarım
allahın ipine tırmanır gibi yazarım
ateşlerin kalbine piramit diker gibi yazarım
şavaşlarına zafer fısıldayan ölü kumandanlar gibi
doğurgan lohusa topraklar gibi
parmaklarını şıklatan peri tozları gibi
cahilden cesurluk, zalimden zerafet yürüterek yazarım
gözlerin ki hokkası mürekkebin
babilden kaçan sarhoş bir bahçe gibi
babilden zehra ,babilden hiç kaçar mı üzümler
takılıp zindan boylu çöl kervanlarının peşine...
bazı zamanlar çok ateşleniyorsun zehra
bu, ormanlar doğurmama engel olmuyor
ateşleniyorsun ve kalbimi tek ilaha doğru
kalbimi israya
kalbimi kaburgamdaki güle doğru
biteviye sancılara doğru doğrultuyorsun.
Kalbine dokunmasam tek bir harf yürümüyor cümlesine
kalbine dokunmasam
hiç bir çocuk , hiç bir ayna gülmüyor kendi yüzüne
kalbin diyorum ikidirhem bi çekirdek
elleri kiraz ağaçı , dilleri ömürlük bir kelebek
Allahım zehranın kalbi çin de biraz kehanet
şeyhlerin rabıtalarından biraz masal
prangalı cennet misali
taa Kâlû belâdan beri
tâ ki Ve'l-ba'sü ba'de'l- Mevte değin
pürmelal bir gol edasıyla
sendeki bu kafası kırık yaraya kandım zehra...
Kayıt Tarihi : 27.4.2017 01:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!