türbelere çaputlar bağlayıp
adaklar adadın
cinci, büyücü dolaştın
selam vermediğin falcı
kapısını çalmadığın medyum
kalmadı
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
sormamak...içsel müdafaanın sonucu...
sormamak...kazanmak istemek...
ama kaybetmenin de kısa yolu...hele ki şiirde geçen başvuru yollarıyla...
yada çaresiz kalmış bir ruhun son bağlanma ümitleri...yoksunca..
teşekkürler Kamil Bey...eski ama işlediğiniz tema o kadar güncel ki:)
gerçekten böyle yapıyorlar galiba..:)
hoca hpca gezip kazanacaklarını sanıyorlar oysa kaybettikleri paralara yazık..:)
tebrikler
saygılar
Hayatta en çok istediklerimizdir en sona kalanlar, en değerli bildiklerimiz oldu hep değerlendirmeye en sona bıraktıklarımız... manaların arasında manasız bıraktık gözlerimizi, biz ilk elini tutacağımıza hep en son uzandık.. yandıktan sonra ellerimiz, bittikten sonra umudumuz.. enkazlarımızdan çıkarsın istedik bizi... biz en sevdiğimize hep haksızlık ettik yazık ki..
Şiirinizi tebrik ederim... mutlulukların, sıkıntılıran yanlış yerlerde aranmasını çok güzel anlatmışsınız... ister kırsal, ister şehir.. bizler böyleyiz değişmedik.. medeniyetin ortasında elimizdekinin kıymetini bilmedik.. yazık..
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta