Fırtınanın savurduğu kurumuş yapraklar, yüzüme çarparak kucağımda toplanıyor…
Kumsalın incecik kumları yüzümde birikiyor… Canım yanıyor elimin tersi ile ter damlalarına karışmış kumları silerken…
Gözlük camlarının siyah yüzeyinde kum taneleri kristal kürecikler gibi parlıyor…
Ne kadar özlemişim kristal parlaklığını…
Belki de, fırtınanın bedenimle hesaplaşması bu… Her şey hesaplaşma üzerine kurulmuş. Kendimi kendimle, kendimin seninle hesaplaşması, yüreğimin sevgiyle hesaplaşması…
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık