Fırtınanın savurduğu kurumuş yapraklar, yüzüme çarparak kucağımda toplanıyor…
Kumsalın incecik kumları yüzümde birikiyor… Canım yanıyor elimin tersi ile ter damlalarına karışmış kumları silerken…
Gözlük camlarının siyah yüzeyinde kum taneleri kristal kürecikler gibi parlıyor…
Ne kadar özlemişim kristal parlaklığını…
Belki de, fırtınanın bedenimle hesaplaşması bu… Her şey hesaplaşma üzerine kurulmuş. Kendimi kendimle, kendimin seninle hesaplaşması, yüreğimin sevgiyle hesaplaşması…
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan