Sürdüysem benliğimi ebedi yola
Malımdan , müklümden, candan bana ne !
Ihtiyâcım yoksa çula çaputa
Kaftandan, libâstan, şal’dan bana ne !
Sığmışsam fâni de iki adıma
Ermiş ise kara toprak tadıma
Ne uzağa aitim ne de yakına
Tanıdık, yabancı, el’den bana ne !
Can suyu olmuşum ukbâ gülüne
Câna bedel imiş konmak dalına
Ten soyundu, üryân var dı yalın’a
Has ipek, hint kumaş, tül’den bana ne !
Bu cânın cânânı daim olanmış
Yalancı sevdigim benle solanmış
Gönül hakikâtte; Ceset ölen’miş
Topraktan çamurdan kül’den bana ne !
Vâhdet’ten geldi de az ömre karâr
Azlığın için de kazandım zarâr
Bir rüyaydı göz açıp yumacak kadar
Uykudan,hayalden , Kal'den bana ne !
Öğüttüm unumu eleği astım
Yemeği doyurdum içmeyi kestim
Can tâlibi geldi tutuldu nutkum
Deriden kemikten Hâlden bana ne !
Bir varmış bir yokmuş masala döndüm
Yazında terledim kışında dondum
Şimdi ukbâ gülünün dalına kondum
Nihâi Vuslâtda dilden bana ne !
Murat Çakıroğlu
Murat Çakıroğlu 2
Kayıt Tarihi : 29.7.2023 14:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!