Hoş geldin abla,
Bizim oralar nasıl?
Selâmlar baş üstüne de,
Suruç’tan ne haber abla.
Sen hiç ayrılmadın oralardan,
Memleket hasreti yaşamadın hiç,
Senin özlemin başka,
Bana memleketimi anlat...
Hâlâ kurak mıdır?
Musluklardan su yerine,
Tuhaf sesler mi akar hâlâ?
Nar bahçeleri ne alemde?
Çocukça bahçelerine daldığımız,
Deve dişli narlar var mıdır hâlâ?
Yediğin içtiğin senin olsunda,
Memleketten bize ne getirdin abla?
Bir avuç toprağını mı?
Bir tutam kır çiçeğini mi?
Havasını mı,suyunu mu?
Buram buram memleket kokuyorsun be abla...
Bana memleketimi anlat be abla,
İhtilâl bitmiş midir oralarda?
Her on iki eylül bana ihtilâli hatırlatır.
Hâlâ barut kokusu geliyor burnuma,
O dönemde ayrılmıştım memleketimden,
Henüz çocuktum
Tam on üçünde...
Boş mermi kovanları toplardık sokaktan,
Düdük yapardık,
Boş kovanın bile,
Cezası varmış oysa.
Kulaklarım çınlıyor hâlâ,
Korkuyorum be abla,
Silâh seslerinden,
İnsan çığlıklarından,
Köpek havlamalarından,
Korkuyorum hâlâ...
Karartma gecelerde,
Sokak lambaları sönerdi,
Sonra bizim evin ışıkları,
Her gece,saat tam sekizde.
Biliyor musun?
Karanlıklar hâlâ ürkütür beni abla...
Hatırlıyor musun?
Bir gün kapı çaldı,
Açtığımızda kapıyı,
Asker amcalar daldı içeri,telaşlı,
Yorganlar,yastıklar havada uçuştu.
Sonra dolaplar,divanlar,
Çekmeceler,raflar,sandıklar,
Soba ve baca deliklerine kadar,
Didik didik arandı.
Ne arıyorlardı asker amcalar acaba,
Hâlâ anlamış değilim.
Babam masum bir işçiydi oysa,
Aradıkları şey,
Bizde hiç olmadık ki be abla.
Babam oyuncak tabanca bile almazdı,
Nede olsa mertlik,
Bozulmamıştı bizde...
Ne zaman sorsalar çocukluğumu,
İhtilâl öncesi ALLAH kerim,
İhtilâl sonrası sıkıyönetim,
Hepsi bu...
Gurbetlik zor zanaat be abla,
Hani bir gün tutsan elimi,
Götürsen memleketime.
Kır çiçekleri toplasak yine,
Ben toprakla oynasam,
Sen anneme şikâyet etsen,
Bir güzel azar işitsem,
Ben sana küssem...
At arabasına binsek,
Ben alsam dizginleri elime,
Dört nala koşuştursam yine...
Sonra koşar adım,
Dedemin tarlasına dalsam,
Ekinleri bir birine katsam,
Dedem kovalasa,
Âsasını fırlatsa bana...
Ninem katmer yapsa,
Birde süt kaynatsa,
Oturup afiyetle yesek,
Ve Kıbrıs harbindeki amcamdan,
Haber gelse,sevinsek,
Şeker dağıtsak yine...
Köyümüzde bir film çevrilse,
Adı bayram olsa,
Sonra afişlerde ismi,
Yol diye değişse,
Gidip sinemada izlesek,
Akrabaları görsek filmde,
Bir çığlık atsak sevinsek,
Anıları bir bir tazelesek...
Çocukluğumuzu yaşasak,
Hani yalınayak,toz toprak içinde,
Kiralık kırmızı bisikletin ardından,
Koşuştursak yine,
Komşu çocuğundan emanet,
Plastik topla oyunlar oynasak.
Bir elma şekerine hasret kalsak yine,
Eskimoyla yetinsek,
Ve bir pamuklu şekerle avunsak gün boyu.
Geçsek siyah beyaz televizyonun karşısına,
Lassie’yi izlesek.
Düşler kursak yine,
Gökyüzüne salıncak kursak,
Yıldızları düşürsek sapanla.
Gökkuşağını,
Atkı diye boynumuza sarsak.
Bir oyuncak fabrikası düşlesek,
Sahibi biz olsak,
Zamanın hükmünde yitirdiğimiz,
Çocukluğumuzu yaşasak...
Öyle tuhaf tuhaf bakma yüzüme,
Yalan oldu her şey,
Koca bir yalan,
Öyle değil mi abla?
Biliyorum,
Ninem katmer yapamayacak,
Dedem fırlatamayacak bana asasını,
Askerler bulamayacak,
Mert işçi babamı.
Kıbrıs harbindeki amcamdan,
Haber alınamayacak,
Yılmaz Güney senaryo yazamayacak,
Bizim köyde bir daha,
Film çevrilmeyecek...
Bu alemde,bu devran döndükçe,
Yapraklar birer birer düştükçe takvimden,
Yaşananlar elbet bir gün,
Yalan olur be abla...
Sen yine de bana,
Memleketimi anlat,
Yalanda olsa her şey,
Güzel anılarla dolu,
Ve haritadaki yeri,
Hâlâ dimdik ayakta duran,
Bana o güzelim Suruç’umu anlat,
Bana memleketimi anlat...
Kayıt Tarihi : 10.2.2007 15:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Orhan Kaya 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/10/bana-memleketimi-anlat.jpg)
Hâlâ dimdik ayakta duran,
Bana o güzelim Suruç’umu anlat,
Bana memleketimi anlat...
Her ne kadar yaşam şartları uzaklara sürüklese de zaman zaman burnumuzun direğini titreten bir özlem kokusu yakar genzimizi...Ve başımızı çevirir geçmişe doğru şöyle bir bakış atarız...Sanırız ki bıraktığımız yer, bıraktığımız zamanki tadıyla beklemektedirbizi...Umalım öyle olsunnnn...Saygılar efendimmm...
Memleketimi anlat,
Yalanda olsa her şey,
Güzel anılarla dolu,
Ve haritadaki yeri,
Hâlâ dimdik ayakta duran,
Bana o güzelim Suruç’umu anlat,
Bana memleketimi anlat.....Anılar,çoçukluğumuzun,güzel ve saf yaşanılası özlemleri.her şey değişiyor ama toprağımızın özlemi hiç bitmiyor dimi Sn.Şair.Değişenler ve yaşanılanlar o çoçukluk saflığını geride bırakıp, içimizi dağlasa ,burun deliklerimizi sızlatsa da memleketim ,toprağım orda duruyor dimdik işte...Çok güzel bir özlem şiiri.Tebrikler
TÜM YORUMLAR (5)